Yüksek Tahsilli Kadınla Geçinme Sanatı

Evlilik son derece ciddî ve şuurla başlatılıp yürütülmesi gereken bir müessesedir. Günümüzde yüksek tahsillilerin sayısı arttıkça "diplo-evliliği" yapanların sayısında da artış gözlenmekte; fakat ne yazık ki dip-lomalar, yüksek lisanslar, doktoralar ve sa-ireler genellikle evliliğin mutlu şekilde de-vamına yetmemektedir.

Yüksek tahsilin, kariyerin ailenin kalitesini artırması beklenirken; diplomalar enâniyet (benlik) yansına yol açmakta, o da sinir harbi başlatmakta, sonunda incir çekirdeğim bile doldurmayacak konular yüzenden çıkan tartışmalar bü-yük meydan muharebelerine dönüşmekte ve Sultanahmet Boşanma Dairesi'nin ya da benzerlerinin yolu görünmektedir. Gerekçe bildiğiniz gibi: "Şiddetli geçimsizlik..." Peki, yuvayı yapan dişi kuş yüksek tahsilli olunca neden problem yaşanır? Bilgi ve kariyer arttıkça ailede anlayışın, fedâkârlığın, hoşgörünün, sabrın ve problem çözme becerisinin de artması beklenmez mi? Kariyerle uyum neden ters orantılıdır? Neden üniversite okumuş hanım, anne veya anne adayı bu zengin ve engin birikimini aileyi cennete çevirip kendisine, eşine ve çocuklarına iki cihan saadeti yaşatmak için kullanmaz? Evliliği koruyup kurtaramayacak kadar verimsiz ve etkisiz bir diploma neye yarar? Neden tahsil sadece cehaleti alır?

Bu yazıda yüksek tahsilli hanımlarla geçinme sanatı üzerinde yoğunlaşacağız. Yüksek tahsilli beylerle geçinme sanatı gelecek sayıda inşallah... Neden öncelik hanımlara? Çünkü yuvayı yapan dişi kuştur. Yüksek tahsilli bir hanımın kuracağı yuvanın aslında çok daha sağlam, zemin etüdü iyi yapılmış, malzemeden çalınmamış, kaliteli, güzel, mutlu, huzurlu olması beklenir.

Çünkü tahsil onda, eğitim onda, bilgi ve beceri onda, problem çözme kabiliyeti onda, geniş düşünmek onda, akademik yaklaşım onda... Fakat gelin görün ki, bizim köyün çobanı Haydar Amca'nın, elleri orakla yonca otu dermekten nasır tutmuş kızı Gülsüm Hanım mutlu bir evlilik sürdürüyor; Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik (PDR) bölümünü birincilikle bitirmiş Esin Hanım'in aile hayatı cehennem! Evlilik işkence halini almış, her saat kimsenin üstün gelmediği ve gelemeyeceği bir tartış-ma var. Yüksek tahsilli hanım tansiyonu ve şekeri yükseltmekten başka işe yaramıyor! Esin Hanım elâleme psikolojik danışmanlık ve rehberlik yapmada çok marifetli ama eşi-ne bu danışmanlık hizmetini veremiyor bir türlü... Olmuyor, yürümüyor, gitmiyor işte!

Evvelâ şunu belirtelim: Diploma veya kariyer evliliği yapanların evlilikleri genellikle ya yürümüyor ya da "mecburen, mecburiyetten" yürütülmeye çalışılıyor. imajı ve klası zarar görmesin diye yıllardır aynı evde bekâr gibi yaşayan, evi pansiyon olarak kullanan öyle evliler var ki...

Bu satırları okurken "Tam da fılânkesler tarif edilmiş!" diyenlerin seslerini duyar gibiyim. Peki, ne olacak yüksek tahsilli hanımların hali? Nasıl kurtulacak kariyer evlilikleri? Bu soruların cevaplarına geçmeden, yüksek tahsilli hanımla geçinme sanatının inceliklerini sıralamadan önce bir gazetenin cumartesi ekinde yayınlanan röportajdan alıntı yapmak istiyorum. Metin Bey, her yıl 10-12 Nobel Ödülü almış bilim adamı çıkaran ABD'deki meşhur bir üniversitede doktora öğrencisiyken tanışmış meslektaşı ve eşi Figen Hanım'la... 2 yıl 4 aylık flörtten sonra izmir'de evlenmişler. Evlilikleri "mecburen" yürüyor, her tartışmada boşanmaya karar veriyorlar ama çevrenin baskısıyla buna cesaret edemiyorlar bir türlü... Metin Bey anlatıyor: "Figen benim 10-15 katım kadar uyanık, onuruna ve kişiliğine düşkün; bense onun 20-30 katı kadar uyanık, onuruma ve kişiliğime düşkün biriyim. Çok basit birşey, meselâ diş macununun bitmiş olması bile birkaç dakika içinde kariyer yarışı ve dalaşına dönebiliyor. Figen sinirlenince dev bir ateş topunu andırıyor; kızgınken ağzından çıkanları teybe kaydedip Nobel Jürisi'ne dinletsem, duyduklarıma sabretttiğim için Nobel Barış Ödülü'nü bana verirler. Zanne-dersiniz ki, dünyada gelmiş ve gelecek bü-tün gururlar Figen'de toplanmış; Everest o kibir tepesinin yanında kaldırım taşı kalır!"

Bey roman yazarlığını deneseydi, eseri bestseller olurdu! Çünkü eşi Figen Hanım'ı öylesine orijinal tasvirlerle anlatmış ki... Neyse... Dönelim asıl meseleye... Önce yazımıza konu olan türden yüksek tahsilli bir hanımın psikolojisini tahlil edelim: Kendisine ve kariyerine güvenen, icabında eşine bağlı kalmadan geçinebilecek durumda olan, her halükârda derhal toparlanıp kendi çarkını çevirebileceğine inanan, "ene" sine (benlik) toz kondurmayan, muhatabından kayıtsız şartsız saygı bekleyen, özgürlüğüne uzanacak elleri derhal kumaya hazır ve nazır bir kişilik...

Böyle bir hanımla diploma evliliği yapmış beyin aklından geçenleri okumaya çalışalım: "Kendi elimle kendimi tehlikeye attım! Bu acayip bayanla evlenirken kör müydüm, neydim? Dünyada bütün hanımların nesli mi tükendi de bunu seçtim? Evlilik mi yapıyoruz, kışlada emir kulu muyuz? Bunun psikiyatrik vak'a olduğunu tahmin etmiştim zaten! Onca yıl flört ettik; nasıl da anlayamadım Hanya'yı, Konya'yı? Senin neyine, gidip gurur ve kibir âbidesi biriyle evlenmek? Memlekette ana-babamın bana münasip gördüğü kızları hangi kafayla reddet-tim? Günümüzün bayanlarında gizli (5-10 yıl sonra ortaya çıkan) psikiyatrik ve psikolojik hastalıklar bulunduğunu duyardım da kulak aşmazdım! Sinirlenince bir erkekten beter oluyor, böyle kadın nerde görülmüş?" Hergün binayı 7.4 şiddetinde sarsan tartışmaları, kavga döğüşleri, bağırıp çağırmaları dinlemekten bıkmış apartman sakinleri-nin aklından geçenlere de göz atalım isterseniz: "Tartışacaksanız sessiz olun be kardeşim! 24 saat yaptığınız canlı yayından bıktık, usandık! Birbirinizi dinlemeyi öğrenin önce...

İkiniz de konuşuyorsunuz habire, hiç susmuyorsunuz ki! Aman kardeşim, böyle yüksek tahsilli olmaktan alçak tahsilli kalmayı tercih ederim! Tartışmak, kavga etmek, birbirlerine bağırıp çağırmak için bahane arıyorlar sanki... Biraz da tartışmamayı deneyin be kardeşim!"

Akraba ve taallukatın aklından geçenler de özetle şöyle: "Bunlarda aile mahremi-yeti denen şey hiç mi yok Allah aşkına? Biraz da kol kırılsın yen içinde yahu; Allah Allah! Herkes herşeyi bütün incelikleriyle biliyor, anında öğreniyor; böyle aile mi olur? Bunlarınki sadece gurur ve kibir yarışı, başka birşey değil! Alacaktı ilkokul, ortaokul veya en fazla lise mezunu hanım hanımcık birini; rahat edecekti! Diploma evliliği yapıp dibe vurmak daha mı iyi?" Şimdi gelelim yüksek tahsilli hanımla geçinme sanatının inceliklerine...

1) İstisnalar hariç, yüksek tahsil günümüz insanına sadece bilgi veriyor; eğitim ve hayat tecrübesi kazandırmıyor maalesef... Yani böyle biriyle evlenen bey, çok ağır bir yükün altına girdiğini ve bunun kendisinin seçimi olduğunu iyi farketmeli; ona göre donanımlı, hazırlıklı, dikkatli, sabırlı ve tahammüllü olmalı... Hayatta herşeyin bir bedeli vardır; kariyer yapmış hanımın bedeli usandıracak derecede nazdır, beklentilerdir, duyumsuzluktur, kıskançlıktır, ilgidir, hassasiyet beklemektir, emrine amade olmaktır. İki kere iki dörttür ve bu da böyledir.

2) Yüksek tahsilli hanımın sahip bulunduğu akademik birikimin bir şekilde deşarj edilmesi sağlanmalı, ona çeşitli meşru ve mantıklı imkânlar sunulmalı, fırsatlar verilmelidir. Koskoca Boğaziçi'nden üstelik dereceyle mezun olup da eve kapanıp kalmak zordur, belki de imkânsızdır. Bey büyük bir ustalıkla onu kalben, aklen, fikren, ruhen, vicdanen rahatlatacak adımlar atmalı; eşinin duygu ve düşünce dünyasına girmeyi başarmalıdır. Bu nasıl olur? Elbette onun yetenek, bilgi, birikim ve becerilerini somut verimliliğe dönüştürmek yönünde projeler geliştirmekle... Yüksek tahsilli evli hanımlarda görünen depresif problemler, akademik birikimin şarj ve deşarj devridaiminin yapılamamasından kaynaklanmaktadır. Kendisine böyle bir zemin bulan hanım rahatlamakta, uyumlu hale gelmektedir. En azından çoluk çocuğa karışıp evde geçen saatlerin kendisine yetmediğinden şikâyet edene kadar... Yüksek tahsilli bir hanımla evliliği göze alan kişi, bütün bu fedâkârlıkları düşünüp uygulamak durumundadır.

3) Hem akademik kariyerin, eğitimin, başarının kendisi için önem arzettiğini söyleyen; hem de bu özelliklere sahip bir hanım bulunca da ondan kendi krallığının hizmetçisi olmayı bekleyen kişi tamamen haksızdır. Çünkü ilmin tevazuu artırdığı dönemler-de yaşamıyoruz maalesef, günümüzde bilgi enâniyeti (benlik, kibir, gurur) körüklemektedir. Erkek yaratılış itibariyle, yani fıtrî olarak hanımından itaat bekler. Yüksek tahsilli bir hanıma talimatlar vermek, onu (aslında meşruiyete de aykırı şekilde) verilen bütün emirleri yerine getiren olarak görmek neredeyse imkânsızdır. İşte bu noktada problemler çıkmaktadır. Beyin yapması gereken, paylaşmayı ve saygıyı artırmaktır.

4) Yüksek tahsilli kadın kariyerine, diplomasına, eğitimine, birikimine, dolayısıyla ailesine ve çevresine güvenerek kendisini daha bağımsız, özgür, minnetsiz hisseder. İcabında kocasının desteği olmadan da ayakta kalabilecektir. Eşini köylü bir hanım kadar evinin tek direği, maddî ve manevî desteği halinde görmez. Hatta birçoğu evlilik safhasmdayken bile "Yürümezse yürümez!" mantığını aklından geçirmekte, bir nevi boşanmaya tâ en baştan kendisini hazırlamaktadır. Bu sebeple yüksek tahsilliler arasında boşanma daha yaygındır. Böyle biriyle evlenmiş kişinin aklından asla çıkmaması ve dikkatli davranması gereken esaslardan biridir bu...

5) Yüksek tahsilli hanımla geçinmeninsim, onu diğerlerinden hayli fazla miktarda dinlemeyi öğrenmektir. Konuşulanlar mantıksız, desteksiz, mesnetsiz, hayalî de olsa dinlemek ve dinlemek... Çünkü onun buna daha fazla ihtiyacı vardır. Dinleyin, sabırla dinleyin, yine kendi bildiğinizi okusanız bile dinleyin! Aksi halde fazla- dan sarfedeceğiniz her kelime size 187 kelime olarak geri dönecektir.
"Dinleyebilme" işini kavrarsanız, evliliğinizin 15 yılını atlattıktan sonra taşlann yerine oturacağından ve artık size de konuşma hakkı tanınacağından emin olabilirsiniz!

6) Yüksek tahsilli hanım tebrik ve takdir edilmeye bayılır, tenkit edilmeye ise asla ve kat'â tahammül gösteremez. Bunu aklınıza kazımalısınız. Tebrik ve takdir cimrisi bir toplum olduğumuz kesin, hiç değilse onu eleştirmekten kaçının!

7) Yüksek tahsilli hanımla evlenen kişi, aile nüfusunu artırma faaliyetini geciktirmemelidir. Çünkü çocuk(lar) anneyi fazlasıyla meşgul eder; üstelik bu, zevk alınan bir meşguliyettir. Dikkat!

8) Yüksek tahsilli hanımın psikolojisiyle ilgili şu ayrıntıları da ciddiye alın: *Spsyal faaliyetlere beraber katılma isteği. * Arkadaş çevresiyle yakından görüşme arzusu. * Yoğun alışveriş alışkanlığı. *Topluluk içinde şahsına değer verilme beklentisi. * Kendisiyle neredeyse herşeyin istişare edilmesi. * Özel günlerin unutulmaması. * Birlikte gezip dolaşma, seyahat etme zevki. * İşyerinden gün içinde birkaç defa özel olarak aranıp sorulmak.

9) Küçümseyici, alaycı, aşağılayıcı, basitleştirici konuşma ve imalar herkesi sinirlendirir ama yüksek tahsilli hanımı kelimenin tam anlamıyla çileden çıkarır. Bey bu tür hal ve hareketlerden mümkün mertebe uzak durmalıdır.

10) Beyin özellikle annesine, yakın akrabalarına aşın bağlılığı ve ilgisi yüksek tahsilli hanımda "kale alınmamak" hissi uyandırır hemen... Zamanla bu his hastalık derecesinde bir kıskançlığa dönüşür, tartışmaların odak noktasını teşkil eder. Yüksek tahsilli hanımla geçinme sanatının bir sim da, her halükârda ona odaklanmayı ihmal etmemektir. Dikkatlerin kendisinden uzaklaştığını farkeden böyle bir hanım, bunu telâfi için akıl almaz yöntemler deneyebilir. Dikkat!

11) Yüksek tahsilli hanımla tartışırken gözardı edilmemesi gereken hususlar: *Onur kinci çok küçük bir söz veya fiiliniz ondan hiç beklemediğiniz sözler (en yumuşak ifadesiyle) duymanıza yol açabilir. *Madem diploma evliliği yaptınız, o halde tartışırken geri adım atan siz olmalısınız ki ortam yatışsın. Aksi halde düello sabahlara kadar sürebilir. * Onun psikologu, psikiyatristi, pedagogu, sosyologu siz olmalısınız. Yani eşinizin yüksek tahsili yüksekliğinde, belki daha fazla bir sabır sergilemelisiniz (Eyyub sabrı). * Hiç beklemediği anda ona söyleyeceğiniz gönül alıcı bir söz en vahimgidişatı bile tersine çevirebilir. * Karşılıklı oturup konuşarak ve maalesef onun sizden fazla konuşmasına, aklındakileri bir bir dökmesine tahammül ederek problemleri tek tek masaya yatırın. Unutmayın ki, bazen küçücük bir olumlu adımınız kangren halini alan problemleri bile çözmeye yetebilir.

12) Son söz: Yüksek tahsilli bir hanımınızın olmasını şuurlu davranmayı becerebilirseniz, kendinizin ve çocuklarınızın menfaatine çevirebilirsiniz. Çünkü Allah size eğitimli, kariyerli, bilgili, becerikli, uyanık, leb demeden leblebiyi anlayan bir hanım nasip etti. Aslında bu, sizin için önemli bir nimettir. Hayat arkadaşlığı için kimi seçtiğinizi devamlı hatırınızda tutarak, eşinizi diğer milyonlarca hanımdan ayıran niteliklerin farkında olarak hassasiyetle adım atmanız halinde sizin eviniz de cennete dönebilir! Herşey aile reisi olarak size kalmış... Bu hanım yüksek tahsilli ve siz böyle biriyle evlenmeyi seçtiniz, kısmet buymuş... O halde iradenize daha fazla hakim olmalı, en son söylenecek sözü en başta söylememeli, milimetrik ayarla evliliğinizin 15 yılını kazasız belâsız atlatmaya bakmalısınız; kalan diğer yıllarda inşallah herşey rayına oturacaktır.. Yüksel tahsilli hanımınızın mutluluğunuzu yükselteceğine, iki cihan saadetine kavuşacağınıza, cennete varan huzurlu beraberlikler yaşayacağınıza inancımız tamdır. Allah yardımcınız olsun, ağzınızın tadını bozmasın, nefis ve şeytana fırsat vermesin...

Not: Damdan düşerim halini damdan düşen anlar. Bu yazı, yüksek tahsilli hanımla evlenmiş 35 civarında beyin itiraf ve uyarıları, temenni ve tavsiyeleri doğrultusundan hazırlanmıştir.


1 yorum

Bu kadar saçma genelleyen

Bu kadar saçma genelleyen yazilar insana hic bir sey katmaz, Allah korkusu olan tahsilli hanim'da bey'de esinin hakkini gozetir. Ki bu zamanda bu saydiginiz kaprisleri sirf tahsilli hanimlar degil aksine cahil birakilmis ama buyuk sehirlerde digerlerine ozenerek yasayan hanimlar cok daha fazla yapiyor. Kendini bilenden, Allah'i bilenden çekinmeye gerek yok!!!

06.04.2012 - Yorum

Konular