Eşit olmak mı huzurlu olmak mı istersiniz?
Batı, aileyi yıkım faaliyetinde en çok, ailenin temelini teşkil eden kadını istismar etmektedir. Onlar da çok iyi biliyorlar ki, ailenin temel taşı olan kadın yerinden sökülürse yıkım kendiliğinden gerçekleşmiş olacak. Son 60-70 yıldır, kadının iyiliği için, kadını kurtarmak için yapılan her faaliyet kadını daha da zor durumda bırakmış olup,onu ayrıca büyük bir çıkmaza sürüklemektedir.
Kadını özgürleştirmek, kocasına bağımlılıktan kurmak adına yapılan çalışmalar, onun özgürlüğünü daha da kısıtlıyor; koca bağımlığından kurtulan kadınlar başka yerlere daha çok bağımlıl olmak zorunda bırakılıyor. Yağmurdan kaçayım derken doluya tutuluyor kadın. Dimyad’a pirince giderken evdeki bulgurdan da mahrum kalıyor.
Geriye dönüşü olmadığı için de, şunun bunun oyuncağı olarak perişan bir halde hayatlarını tamamlıyorlar. Kurda kuşa yem oluyor. Bu da, zaten nazik ve hassas yapılı olan kadını yıpratıyor. Depresyona ve çeşitli hastalıklara sebep oluyor.