“GDO'lu somonu çocuğuma yedirmem”

Prof. Dr. Adem Tekinay, ABD'de genetiği değiştirilmiş somon balığının tüketime sunulması girişimine ilişkin, ''Bana, 'çocuğunuza GDO'lu somonu yedirir misiniz?' diye sorarsanız, ben yedirmem'' dedi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adem Tekinay, GDO'lu ürünlere karşı dünyada tartışmaların devam ettiğini ve şu an Türkiye'nin gündeminde olmayan GDO'lu somon balığının ithalatı konusunda dikkatli olunması gerektiğini belirtti.

Dünyada kullanılan soya fasulyelerinin büyük çoğunluğunun ABD ve Güney Amerika’da üretilerek dünyaya ihraç edildiğini vurgulayan Prof. Dr. Tekinay, ''Şu an bizim de yediğimiz soya fasulyelerinin büyük bir bölümü ithal soya fasulyesidir. Bunların da büyük çoğunluğu genetiği değiştirilmiş soya fasulyesidir. Biz bunu yıllardır yiyoruz. AquaBounty firması tarafından üretilen somon balığı ise bu hayvanlara yönelik ilk uygulamadır'' dedi.

Prof. Dr. Adem Tekinay, normal şartlarda GDO'lu bir ürünün balıkların yemine konulduğu zaman, balığın bundan zarar görmeyebileceğine işaret ederek, şöyle konuştu:

''Şimdi burada transgenik dediğimiz, genetiği değiştirilmiş yani büyüme hormonunu tetikleyen ve daha çok büyüme hormonu salgılamasını tetikleyen genler canlıya transfer ediliyor. Tabi bu doğal olarak canlıdaki hormon miktarının da daha fazla olmasını gerektiriyor. Kısa zamanda büyüme hormonları daha hızlı çalıştığı ve salgılandığı için, bu canlı daha hızlı büyüyor. Normal şartlarda 1-2 yılda büyüyecek balık 3 ayda büyüyor. Bununla birlikte hayvanlar hastalıklara karşı da dayanıklı hale getiriliyor. Hastalıklara dayanıklı genler tespit edilip bunlar da transfer ediliyor. Dolayısıyla hayvanların vücudundaki bakterilerin miktarı çoğalabiliyor ve çoğaldığı zaman hayvan buna dayanıklı olabiliyor. Daha fazla mikroorganizmayı vücudunda barındırabiliyor. İnsanlar vücudunda mikroorganizma, ya da büyüme hormonu daha fazla olan bir balığı yediği zaman, sağlığına olumsuz etki edebilir.''

Prof. Dr. Tekinay, GDO'lu somon balığının tüketimi konusunun ABD'de çok ciddi bir şekilde tartışıldığını anımsatarak, ''Yani Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bu konuda şu an tam olarak ne yapacağını bilmiyor. Bir kısım diyor ki, bu doğadaki stoklar kadar sağlıklı, bir kısmı da bu insanları olumsuz etkiler diyor. Fakat bunu biraz da zaman gösterecek'' dedi.

Gidişatın ABD'nin GDO'lu somon balığı üretilmesine izin vereceği yönünde olduğunu ifade eden Tekinay, ABD'de mısır ve soya gibi bitkisel ürünlerin birçoğunun genetiği değiştirilmiş ürünler olduğunu ve bu nedenle somon balığına da üzerine etiket yapıştırarak satılmasına müsaade edeceklerini düşündüğünü kaydetti.

KÜLTÜR BALIKLARI SON DERECE SAĞLIKLI
Prof. Dr. Adem Tekinay, Türkiye'de üretilen kültür balıklarında GDO bulunmadığını ve tükettikleri yemlerde de hormon bulunmadığını bildirdi.

Sağlıklı beslenmelerinden ötürü bu balıklarda herhangi bir sıkıntı yaşanmadığına değinen Tekinay, ithalat sırasında aranan şartlar konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın son derece hassas olduğuna dikkat çekerek, ''Bana bir şahıs olarak, 'siz çocuğunuza bu GDO'lu somon'u yedirir misiniz?' diye soracak olursanız, ben bunu yedirmem'' diye konuştu.

Tekinay, balık ithalatına her şekilde karşı olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

''Çünkü Türkiye'de Türk insanına yetecek derecede sağlıklı çipura, levrek ve alabalıklar üretiliyor. Vatandaşlar bunları tüketsin. İthal ürünlere pek bakmasınlar. İhraç edelim, çünkü ürünlerimiz sağlıklı, ithalat konusunda da daha dikkatli olalım. Kamuoyunda kültür balıklarının tamamının GDO'lu olduğu yönünde bir spekülasyona fırsat verilmemesini ümit ediyorum. Kültür balıkları son derece sağlıklıdır ve Türkiye'de üretilen kültür balıklıklarını yiyebiliriz. Ama ithal edilen ürünlere karşı da, bundan sonra daha dikkatli olmamız gerekiyor.''

ABD'de genetiği değiştirilerek normalden iki kat hızlı büyümesi sağlanan somon balığının tüketimi tartışılmaya başlanmış, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin (FDA) söz konusu somon balığının tüketime sunulması için yapılan izin başvurusuna ilk yanıtı, ''yeni balığın güvenli göründüğü, ancak bu ürünün tüketici sofrasına gelmesinden önce kesin karar vermek için birçok test yapılması gerektiği'' şeklinde olmuştu.


Konular