Güle kim âşık olmaz ki!

Bizim pazarımızda geçer tek akçedir gül.

Ümmi Sinan’ın deyişiyle:

Gül alıp gül satarlar
Gülü gül ile tartarlar
Gülden terazi tutarlar
Çarşı Pazar güldür gül”.

Gül içimize işlemiştir bizim. Bir gül medeniyetinin çocuklarıyız hepimiz. Gül’le yatarız akşamları ve gülle uyanırız sabahları. Geceleyin terlemişsek mutlaka gül kokarız. Bahçemizde renk renk güller vardır her mevsim. Kırmızı güller, beyaz güller, sarı hatta mavi güller... Mevlidlerde gül suyu ikram ederiz konuklarımıza gül kokulu lokumla birlikte. Nişanlarda gül şerbeti içeriz. Hastalarımızı gül şurubuna katılmış ilaçlarla tedavi ederiz. Sezai Karakoç’un deyimiyle gül kokusunu Hızır’ın fısıltısı sayarız biz, baharın salavatıdır gül bahçeleri çünkü.

Gökyüzünü seyrettiğimizde ışıl ışıl güller görürüz. Samanyolu’nun bir gül bahçesinden ne farkı vardır. Her gece elimizi bir yıldıza uzatır, aldığımız gülü annemize yahut bir sevdiğimize sunarız törenle. Bizim mahallemizde herkes böyle yapar. Gül gibi gülümseyen yüzüyle, gonca gibi açmış ruhuyla herkes birbirine gül hediye eder. Söze başlarken gülün adıyla başlarız, gülün adıyla kapatırız sohbetimizi. Birbirimize “gül” diye selam veririz.

Derelerimizde söğüt serinliği ile gül kokusu iç içedir hep. Bir kutlu yatak gibidir, içi gülle doldurulmuş yumuşacık döşek gibidir ovalarımız. Ovalarda anneler vardır, gözyaşları gül yaşları olan ve terlediğinde gül suyu kokan. Dünyanın bütün ülkelerine gül taşıyan evlatları onlar doğurmuştur. Gül kokan ve gül taşıyan bir nesil, onların armağanıdır yeryüzüne.

Gülün çocuklarıdır saygıyı hak eden insanlar. Üstüne gül yaprakları serpiştirilmiş örtü gibidir. Gül kokulu insanların yaşadığı evler. Su içtiğimiz kaplar gül renkli bakırla kaplanmıştır. Yemeklerimizi zeytinyağının yanı sıra gülyağıyla pişiririz. Susadığımızda gül şerbeti içeriz nedense. Bir şişenin içine gülün yapraklarını doldurur, sonra pencere kenarına sıralarız gül şişelerini. Çocuklar yaramazlık yaparken birbirlerine taş yerine gül atarlar bizim mahallede. Hatta kış olduğunda nedense gültopu oynarız, kartopu yerine. Ölülerimizi gül suyuyla yıkar, gül kokulu kefen bezine sararız. Başucuna bir gül ağacı dikeriz taş yerine. Beyaz gül çocuk yaşta iken öldüğüne işarettir. Kırmızıyı sevgilisine doyamadan ölmüş diye yorumlarız. Kim o sevgiliye doyabilmiştir ki sanki? Sarı yaşlanmış da öyle ölmüş demektir. Mavi evladının mürüvvetini göremeden giden annelerin mezarında açan gülün adıdır. Belki de ölünün “ellerine dokundurmak”, ona cenneti koklatabilmek içindir ektiğimiz güller, başucunda sürekli okunan Fatiha’dır, Yasin’dir, İhlas duasıdır öbek öbek güller.

Bir çocuk gördük mü boynu bükük ve yetim Aziz Mahmud Hüdai Hz. gibi sesleniriz ona:

“Gül ağlama gül bize
Ele diken gül bize
Gül olanın yüzünde
Gül açılır gül bize!”

Ve yüzünde güller açıverir de gülümsemeye başlar çocuk.

PROF. DR. M. RAMAZAN YİĞİTOĞLU


5 yorum

Allah bu adamı Gahhar

Allah bu adamı Gahhar ismiyle gahru perişan eylesin kırılmadık kalp bırakmadı ,küstürmedik insan bırakmadı Ya Rabbi sen bizim figanımızı duyuyorsun sen bizim ağlamalarımızı görüyorsun sana havale ediyoruz kendini bilmezleri bu topraklardan kökünü kurut Ya RAB .. AMİN

03.03.2012 - Misafir

evet cok güzel

evet cok güzel deyinmişsiniz,gülü efendimizle tanıyıp sevdik,

30.11.2008 - Misafir

Teşekkürler iyiki bu

Teşekkürler iyiki bu sayfalara ulaşmışım teşekürler

19.10.2007 - Şerafettin

çok güzel gül olanına

çok güzel
gül olanına slı şiiri öZHAN eren kasedinde vardı
gül benimde sevdiğim en güzel analtma ifadelerinden biridir
belki yorum yapamam amma yaşamak istediğim güzellikler içinde gülün ayrı bir önemi vardır

01.05.2007 - semazen

Gül olanın aslı

Gül olanın aslı güldür/Peygamber(Aleyhissalatu Wesselam)ın nesli güldür/İndim şahin bahçesine/Cümlesi aşı güldür gül”...

..

Seyrimde bir şehre vardım

Gördüm sarayı güldür gül

Sultanının tâcı tahtı

Bağı duvarı güldür gül

..

Gül güzelliktir...Gül,güzeli temsil eder gönüllerde..Ve güzeli kim sevmez ki?...

Güzeli gören, güzel bakar herşeye...Nazarında güldür tüm cihan...

23.09.2006 - Ehven Ahfa

Konular