Karar Vermek

Cariyenin Padişaha Olan Aşkı

Yavuz Sultan Selim Han, Mısırı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir.

Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor.

Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur. Lâkin umutsuz bir aşk. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye... Fakat cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir.

Kararsızım

sürekli baska baska rolleri üslenip
üstümüze uygun kiyafet secerek dalýyoruz cemahat icine.
"yerine göre davranmasini bilmeli", buda basit bahanelerimizden biri, kendimiz olmaktan cýktýgýmýz bu yolda.
yüzüme karsý yüzün gülüyor,
peki ya dýs yüzeye cýkmamýs yüzün?
bazen gercekleri his edebiliyoruz,
samimiyetsizlik var bunca sevgi dolu sözlerde....
ama bazen....
ama bazen öyle usta oyuncular karsýna cýkýyor ki, güvendigin daglara kar yagýyor derler ya hani, iste bu yüzden güvenimi yitirdim.
sadece sözde kalan arkadaslýk, dostluk bana göre degil, ama tam sana göre!
niye mi?
sana soruyorum o zaman, arkadas, dost kelimesini ne kadar sýk kullanýyorsun?
bu sözlerinin arkasýnda bir maneviat bulabilirmyiim arkadas!


gecen gece tartýsmakdayken birden
acý gercek üstüme dogru yürüdü.
saygýyý bilirmisin?
ben bilirim sanmýstým, yanýlmýsým.

Acele Karar Vermeyin

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu kıskanırmış...Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: "Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi.Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.Şimdi ne paran var, ne de atın" demişler...İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin" demiş."Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiğiniz karar.Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans mı?