Aşırı koruyucu anneler

Her insanın farklı bir kişilik yapısı var. Belki sizin kişilik yapınız koruyucu ve kollayıcı. Olabilir. Zaten anne olan her kadının içgüdüsel olarak koruyucu ve kollayıcı davranışları vardır. Elbette çocuklarımızı tehlikelerden, onlara gelebilecek zararlardan korumalıyız. Bu bizim birincil sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Ancak burada da aşırıya kaçmak hem çocuğumuza hem de bize zarar verir.

Kişilik özelliklerimiz yaşamımızın her alanında bizi ve ilişkilerimizi yönlendirir. Kişiliğimizin bazı özellikleri bizi yaşamda başarılı kılarken, bazı özelliklerimiz de mutsuzluğa götürür.

Aşırı koruyucu olmak da bunlardan biridir. Hele bu, çocuğumuza karşıysa, onun da kişilik yapısını etkileyeceği için daha da önem kazanır.

Aşırı koruyucu bir anneyseniz şunu bilmelisiniz ki, çocuğunuz büyük ihtimalle kendine güvenini yeterince geliştiremeyen çek ve özgüvenden yoksun olacaktır. Aşırı koruyucu annelerin çocuklarının birincil sıkıntı ve sorunlarının kendine güvensizlik olduğunu biliyoruz. Kendine güvensizlik ise pek çok problemi beraberinde getiriyor. Kendine güvenmeyen çocukların, yaşıtları ve çevreleriyle iletişimi zayıf oluyor. Ayrıca kendileriyle barışık olamıyorlar, ne iş yaşamlarında ne de özel hayatlarında başarıyı yakalayabiliyorlar.

Aşırı koruyucu anneler her an çocuklarının başına olumsuz bir durum gelebilir kaygısıyla hareket ederler. Bu kaygı ise hem ı kendilerini hem de çocuklarının kişilik gelişimini kısıtlar. Terler, üşütür, hasta olur kaygısıyla çocuklarının özgürce oyun oyamalarını engeller; düşer, cam yanar kaygısıyla çocuklarını Akakta oynatmaz; hatta bazı aşırı koruyucu anneler çocuklarının kötü niyetli insanlar tarafından kaçırılacaklarını düşündüklerinden kapının önünde ya da bahçede oynamalarına bile izin vermez; ergenlik döneminde çocuklarına aşırı koruyuculuk baskı yapar; kısacası, çocuklarını hayata hazırlamaz ve hayata hazırlanmalarını da engellemiş olurlar.

Bu çocuklar yetişkin olduklarında, karşılaştıkları sorunlarla başa çıkamayan, çevrelerindeki insanlarla iletişim güçlüğü çeken, iletişim sorunlarından dolayı karşılarındaki insanı anlamayan ve kendilerini de doğru ifade edemeyen, korkak ve cesaretsiz, kendi kararlarını alamayan, kendi doğrularını oluşturamayan, sürekli birileri tarafından korunup kollanmak ihtiyacı hisseden, evliliklerinde, sosyal ilişkilerinde ve anne-baba olma rollerinde başarısız olan insanlar olurlar.

Hiçbir anne çocuğunun böyle bir kişilik yapısına sahip olmasını istemez. Eminim siz de istemezsiniz. Eğer kişiliğinizin bu yanını çocuğunuza yansıtıyorsanız hemen bundan vazgeçin. Eğer vazgeçmeyi başaramıyorsanız bir uzmandan yardım alın. Bu yardım hem size hem de çocuğunuza faydalı olacaktır.


Konular