Sorun çözücü babalar

Sorunları doğru saptamak ve doğru çözümler üretebilmek, olumlu kişilik özellikleri arasında yer alır. Sorun çözücü kişiler kendi hayatlarında zorlanmadıkları gibi, başkalarının hayatlarını da kolaylaştırırlar. Ancak bu aşırı boyutlara ulaştığında ya da sürekli bir durum aldığında karşı tarafın kendisini geliştirmesini engeller.

Düşünün, her türlü sorununuza çözüm getiren bir insan var yanınızda ve başınız her sıkıştığında, her imdat dediğinizde yanınızda olacağını biliyorsunuz. Aslında oldukça hoş bir durum. Bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım: Bu kişi bir gün hayatınızdan çıktı gitti, kendinizi nasıl hissedersiniz? Sudan çıkmış bir balık gibi, değil mi? Neyi nasıl yapacağınızı bilemezsiniz, var olan sorunlarınızı göremediğiniz gibi, görseniz bile doğru çözümler üretmekte zorlanırsınız.

Sorun çözücü kişilik özelliğine sahip babalar çocuklarının karşılaştığı her zorluğu kendileri çözerler. Çocuk arkadaşıyla kavga mı etti, baba hemen devreye girer; çocuk okulda olumsuz bir olay mı yaşadı, baba hemen olaya el koyar; çocuk dersinde zorlandı mı, baba yine çocuğun yanındadır. Ve zaman içerisinde çocuk hiçbir şekilde hiçbir problemini çözemez hale gelir, zaten bunun için çaba da göstermez. Karşılaştığı her zorluğu babasına iletir ve olayın gerisine karışmaz.

Bu çocukları hayatta zorlukların beklediğim söylemek gerçek dışı olmaz sanırım. Yaşam çözülmesi gereken problemlerle dolu. Arkadaş ilişkileri, özel ilişkiler, iş hayatı, evlilik toz pembe bir süreçte gitmiyor. Bir de tüm bunlara kişinin iç dünyasındaki çatışmaları, hayatıyla ilgili vermek durumunda olduğu önemli kararları da eklersek bulmacalar dizisini görebiliyoruz. O halde insanın elde etmesi gereken en önemli becerilerden birisi, sorun çözme becerisi oluyor. Biz çocuğumuzun arkadaşıyla ilişkilerine her zaman karışırsak, kardeşiyle her kavga ettiğinde aralarına girip aralarını bulmaya çalışırsak, yapmakta zorlandığı derslerini onun yerine biz yaparsak, kendi küçük dünyasında kendince alması gereken kararları onun yerine biz alırsak, onu hayata karşı nasıl hazırlamış oluruz? Tabiî ki çok zayıf ve güçsüz.

Bazen çocuğunuzun yanlış kararlar aldığını görseniz bile karışmayın; çocuğunuzun aldığı bu karar onu fazlasıyla zedeleyecek ve zarar verecekse, elbette onu uyarın ve doğruyu gösterin.Ama zararsız yanlışlarını yaşamasına da olanak tanıyın. Çünkü hayat çok da hoşgörülü değil. Hayatta güçlü olmak durumunda olduğunu asla unutmayın.
Bir anne-baba için en zor durum, çocuğunun hata yaptığını görmek ve hiç müdahale etmeden onu sadece izlemek olduğunu biliyorum. Ancak ileriki yaşlarında büyük hatalar yapıp geri dönüşü olmayan zedelenmeler yaşayacağına, bırakın küçük yaşında küçük yanlışlar yapsın ve kendi doğrusunu bulabilsin.

Kendi iç sesinin ona rehberlik edeceği olgunluğa erişmesi için ona olanak tanıyın. Onu dinleyin ve arkadaşıyla olan sorununa kendisinin nasıl bir çözüm düşündüğünü sorun. Kardeşiyle olan çatışmasını nasıl sonlandırmak ya da en aza indirmek için ne düşündüğünü sorun. Kendisiyle ilgili size sorun getirdiğinde ve danıştığında, ona onun bu sorunu nasıl çözmeyi pladığını sorun. Yanlış yolda ilerlediğini fark ederseniz bu konuda biraz daha düşünmesini önerin. Siz onun yerine düşünmeyin, onu düşündürün. Ona düşünmesini öğretin. Düşünerek detaylara inmesini deneyimlesin. İnanın pişman olmayacaksınız.


Konular