Mükemmelliyetçi anneler

İşte zor bir kişilik özelliği daha. Mükemmeliyetçi olmak. Mükemmeliyetçi olmak en başta kişinin kendisini çok fazla zorlar. Mükemmeliyetçi kişiler genellikle iş yaşamlarında çok başarılı olan insanlardır. Ancak sosyal ve özel hayatlarında aynı başarıyı yakalayamazlar. Çünkü onlar insanların da mükemmel olmasını isterler. Bilmezler ki, bu istekleri hiçbir zaman gerçekleşmeyecektir. Ve yine bilmezler ki, hiçbir zaman aradıkları mükemmel arkadaşı, mükemmel dostu, mükemmel eşi ve mükemmel çocuğu bulamayacaklardır. Mükemmeliyetçi insanların kendilerine sormaları gereken çok önemli bir soru vardır: "Ben mükemmel miyim?"

Mükemmeliyetçi anneler çocuklarının mükemmel olmasını isterler. Onları bu anlamda zorlarlar. En erken tuvalet alışkanlığını kazanan, en iyi konuşan, hemen yürümeyi öğrenen çocuk olmalıdır onların çocukları. Tabiî bu annelerin mükemmellik arayışları burada bitmez. Çocukları büyüdükçe bu annelerin de mükemmellik çerçeveleri büyür. Çocukları en iyi okulda okumalıdır. Notları daima mükemmel olmalı, bunun yanı sıra çocukları sporla, sanatla da uğraşmalıdır. Bu anneler çocuklarını sürekli donatırlar. Çocuklarının çok donanımlı olmasını isterler. Sınıf birincisi, okul birincisi, yüzmede birinci, balede birinci basketbolda birinci, piyanoda mükemmel, arkadaşları arasında en sevilen, en güzel, en güçlü, en terbiyeli çocuk onların çocuğu olmalıdır. Peki acaba kendileri öyle midir?

Bu annelerin çocukları sınavdan beş değil de dört alırsa evde kıyametler kopar; karnelerinde tüm notlan beş olduğunda onay almazlar, "Notların her zaman böyle olmalı" sözleriyle karşılaşır ve ödüllendirilmedikleri için hayal kırıklıklarına uğrarlar. Bu annelerin çocukları psikolojik olarak zorlanan çocuklardır. İç dünyalarında özgür değildirler, kendilerini baskı altında hissederler ve genellikle de adölesan yani ergenlik döneminde psikolojik patlamalar yaşayarak, annelerini düş kırıklığına uğratırlar.

Bu çocuklar koşullu sevgiye odaklanırlar. İyi olduklarında anneleri onları sevecek, başarısız olduklarında ise anneleri onları sevmeyecek sanırlar. Onlar da bu sevgi türünü benimserler. İnsanlara koşullu sevgiyle yaklaşırlar, hatta anne-babalarına da koşullu sevgiyle yaklaşırlar. Genellikle bu çocuklar da mükemmeliyetçi olurlar ve hata kabul etmezler. Okul ve iş hayatlarında başarıyı yakalarlar ama insan ilişkilerinde sınıfta kalırlar. Mükemmel eşi ararlar dururlar. Hayatın mükemmel olmasını isterler ama hayat onlara farklı yüzünü gösterince mutsuz olurlar.

Unutmayalım ki, hiçbirimiz mükemmel değiliz. Bırakın çocuğunuz yatağını topladığında çok düzgün yapmasın, bırakın çocuğunuz ara sıra dört hatta üç alsın, bırakın çocuğunuz neye yetenekli ise sadece o yeteneğini ortaya çıkarsın, ama çevresiyle iletişimleri olumlu olsun, hayatı sevsin, yaşamayı sevsin, kendisini sevsin ve asla mükemmelin peşinde koşup yaşamayı ertelemesin.

Yazımın en başında belirttiğim gibi, siz mükemmel misiniz ki çocuğunuzdan bunu istiyorsunuz? Farkında mısınız, çocuğunuzdan, olmayan bir şeyi istiyorsunuz?


Konular