Flört

Günümüzde flört, yani evlilik öncesi, gençlerin tanıma tanışma bahanesi ile belli süre beraberliği yaygınlaştı. Dinimizde yeri olammasına rağmen Müslümanlar arasında bile görülebiliyor artık.

Bir gazetede manşetten verilen bir haberin özetini, arkasından da bununla ilgili bazı gerçekleri sunmak istiyorum sizlere. “Henüz 2,5 ay olmuştu düğün olalı. Evliliğin uyum içinde yürümesi için, bir senelik flört devresinden sonra, birbirlerini severek evlenmişlerdi. Fakat birkaç gün sonra dayağa dönüşmüştü bu sevgi...

Genç kadın hiç sesini çıkarmıyordu, belki düzelir diye. Bir keresinde, kızını, morarmış gözleri, çizik içindeki kolları, berelenmiş vücuduyla karşısında görünce, annesi dayanamamış, karakola şikâyet etmişti damadını.

Bir hafta önce, yine yediği feci bir dayak sonrasında, baba evine sığınmıştı genç kadın. Üç gün sonra damat, kayın pederinin kapısını çalıp, eşini dışarı çağırdı. Bir süre konuştular kapı önünde. Eşi geri dönmeyi kabul etmedi. İyice yılmıştı; bir de karnındaki bebeğine bir şey olacak diye korkuyordu. “Hayır” cevabını alan erkek, genç kadını kolundan tuttuğu gibi sürükleye sürükleye arabaya götürüp bindirdi. Yolda tartışmaya, kavgaya devam ettiler. Birkaç kilometre gittikten sonra, yediği yumruklardan korunmaya çalışan genç kadın, can havli ile kapıyı açtı. Kocası, yavaşlattı arabayı. Arabanın yavaşlamasından yararlanan kadın, kendini attı arabadan, kaçacaktı aklı sıra. Bu sırada karşı yönden gelen bir araç, olanca hızıyla çarptı genç kadına. Olay yerinde can verdi. Bebeği de... Yaşama “Merhaba” diyemeden, anne sevgisi tadamadan...”

Aile, temeli olmayan sun’î bir sevgi üzerine kurulursa, olacağı bu... Haberi manşetten veren; her fırsatta, klâsik usulü yani ailelerin de devreye girip araştırılarak yapılan evlilikleri kötüleyen ve flört ederek, belli bir deneme süresinden sonra evlenmeyi savunan bir gazete...

Şimdi de yıllarca savunduğu fikri yalanlayan haberi manşetten veriyor... Gelinlik fotoğrafının altına da, “Severek evlenmişlerdi” yazmış. Bu nasıl sevgiyse... Ananevî evlilik usulünün aleyhinde olanlar, ya bu evliliğin ne olduğu bilmiyorlar veya art niyetliler. Zannediyorlar ki, bu usulde gençler birbirlerini görmeyecek, tanımayacak ve söz hakları da olmayacak...

Hâlbuki evlenecek gençlerin birbirlerini iyice görmesini, hatta makul ölçülerde konuşmalarını tavsiye buyurmuş Peygamber efendimiz. Burada önemli olan, ailelerin tamamen devre dışı bırakılmaması... Tabiî ki nihaî kararı verecek olan gençlerdir. Evlenmek, yuva kurmak, insan hayatını değiştiren, ömrün dönüm noktasını teşkil eden bir olay...

Yanlış bir tercih, yukarıdaki haberde olduğu gibi, dünyasını karartır insanın. Onun için, dış görünüşe bakıp karar vermek, yanıltır çoğu zaman insanı. “Gençler önceden görüşür ve flört ederse, birbirini yakından tanıma imkânları olur. Eğer huyları, anlayışları farklı ise, evlenmeden önce daha işin başındayken, işi bitirmiş olurlar.” iddiası da çok yanlış. Tecrübeler hiç de böyle olmadığını gösteriyor.

En çok boşanma, flörtsüz evliliğin yapılmadığı Batı ülkelerinde olmaktadır bugün. İki taraf da, tanışma devresinde, birbirlerine hoş görünmek için beraber bulundukları zamanlarda, gayet toleranslı davranıp, kötü huylarını birbirlerine hissettirmemeye çalışır, birbirlerini yanıltırlar.

Ancak evlendikten sonra anlaşılır gerçek durum. Fakat iş işten geçmiş olur o zaman. Bunun için, evlenilecek kimselerin gerçek hâlleri, evlenilmeden önce öğrenilmelidir. Bu da ancak; tecrübeli kimselerin araştırmasıyla, o kimselerin evveliyatını iyi bilen, güvenilir kimselere sormakla olur.

Ayrıca, bekârken çok kimseyle görüşen, çok kimseyle eğlenen erkek ve kızda, evlendikten sonra da çok kimseyle görüşme arzusu devam eder. Bir kişiye bağlı kalmak, zamanla onu sıkmaya başlar; değişiklik arayışına girer. Bunun sonucunda da, her gün gazetelerde boy boy resimlerini gördüğümüz cinayetler meydana gelir. Yüzlerce aile perişan olmaktadır bu yüzden. Bir anlık gaflet, değişiklik arzusu, kişilerin hem dünya, hem de ahiretlerini karartır...

Bunlar belki manasız gelir çok gence. Çünkü gönlünü kaptırana verilecek nasihat, ona deli saçması gibi gelir. Onun için Peygamber efendimiz, “Sevgi, insanı sağır ve kör eder.” buyurmuştur. Sağıra ne anlatsanız duymaz. Görmeyen bir kimse, ne yapsanız görmez. Bu bakımdan ileri görüşlü, tecrübeli ana babanın, akrabanın tavsiyelerine kulak vermeli! Ana baba, oğlunun veya kızının evleneceği kişiye, evlâtlarının gözü ile bakmaz.

Acı tecrübelerin verdiği dersle bakar. Ana baba sadece görünüşe değil, perdenin arkasına da bakar. Çünkü gerçeği görmeye mâni olur perde... Aslında, evlenecek gençlerin flört denilen bir arkadaşlığa asla ihtiyaçları yoktur. Hatta flörtün birçok sakıncası da vardır:

Flörtte bir tuzak vardır. Flörtte çok defa, kız, erkek tarafından kandırıldıktan sonra terkedilir. Flört, gençlerde gafilce tecrübelere yol açar. Bu tecrübelerin çoğu, kötü şekilde sonuçlanır. Tecrübe için insan, cebine barut koyup kendini tehlikeye atmaz. Ateşle barut bir arada durmaz. Yılan acaba nasıl sokar diye yılanla oynanmaz.

Flört, akıl mantık hislerini alt üst eder. Flörte alışan, sık sık arkadaş değiştirir. Kızı kandırıp terkeden erkek hain, kandırılan kız da maskara durumuna düşer.

Flörtte çok defa, iffet elden gider. Namuslu Müslüman bir kız için bundan büyük felâket olamaz. Flört, birçok gençleri serseri, müsrif ve perişan eder. Gençler arasında aşağılık kompleksi, kıskançlık, kin, nefret, karamsarlık, düşmanlık, anarşi ve çeşitli ruhî bunalımlar doğurur.

Flört arzusu, tenhada buluşmaya davet eder. Sonunda, birçok gencin başı belâya girer. Bu arkadaşlıkta iş eğlenceye dökülünce, genç erkeğin güveni sarsılır. Önce kızı zorlar, arzusuna kavuşunca da kızı ayıplar, ahlâksız diye ona hakaret eder.

Genelde bu hissî eğlencelerden sonra hep soğukluk olur. ''Journal of Marriage and the Family'' dergisinde yayımlanan habere göre, ABD'deki Pennsylvania Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, 1964 ile 1997 yılları arasında evlenen 1400 kişiye evliliklerindeki deneyimleri soruldu. Bilim adamı Claire Kamp-Dush, evlenmeden önce aynı evi paylaşan çiftlerin, diğer çiftlere göre daha mutsuz olduklarını söylediklerini ve boşanma oranlarının daha yüksek olduğunu belirtti.

Kamp-Dush, çiftlerin birlikte yaşamaya karar verirken, olası bir ayrılığın daha kolay olacağı düşüncesiyle yeterince ince eleyip sık dokumadığını belirterek, evlilik kararında da genelde birlikteyken harcanan emek ve çocukların etkili olduğunu söyledi.

Genç erkek, kokladığı çiçekten hemen doyar, sonra başka bir renk, başka bir çiçek arar. Artık bu sahne onu avutmaz, ondaki esrar, onu çeken cazibe, bağ ve düğümler çözülmüştür. O artık başka bir cazibe, daha esrarlı bir düğüm ister, başka eğlenceleri kovalar. Bu bakımdan flört hususunda kız veya kadın, çok hassas olmalıdır.


Konular