Problemli çocuk

Adil bir uzlaşma

"Çocukların sevgiye gereksinimi vardır, özellikle de hak etmedikleri zaman. Harold S. Herbert

Yetişkinler olarak unutmamamız gerekir ki, çocuklarla aramızdaki bir anlaşmazlığı sonuçlandırabilmek için uzlaşmamız gerektiğinde, onlardan daha avantajlı bir durumdayızdır. Onlarla uzlaşırken şunları göz önünde bulundurmalıyız:

- çocukların ifade yeteneği bizimki kadar iyi değildir
- duygularını bizim kadar iyi kontrol edemezler
- duygu ya da davranışlarının arkasındaki nedenleri anlayacak kadar bilinçli değillerdir
- bazı hareket ve tutumların sonuçlarını takdir edecek kadar yaşam deneyimleri yoktur
- özür dilemenin değerini takdir edemezler.

Bu da uzlaşma masasında tarafların eşit olmadığını gösterir. Bilgeliğimizi onlarla paylaşıp, onlara gerekli sosyal becerileri kazandırdıktan sonra bile, aldığımızdan daha çok vermemiz gerekir.

Gerekliliklerin belirtilmesi ve seçenek verilmesi

Gereklilik ve seçeneklerin iyi bir şekilde ifade edilmesi, çoğumuzun çocuklarımız üzerinde disiplin kurma çabaları sırasında kullandığı dokunaklı yalvarışların, çaresiz isteklerin ve boşa korkutmaların alternatifidir. Bunların otoriter, ama içten bir ses tonuyla ifade edilmesi ve tartışmaya girmeden, çocuk bunlara uyana veya uymadığı takdirde ortaya çıkacak sorunları anlayana kadar tekrar edilmesi gerekir. Çocuğun "kendi" isminin kullanılması (kızgınlık anında kullanılacak bir başka isim yerine) saygı ifadesidir ve etkili olur.

İki taraf da sakinleştikten sonra söylenebilecek şeylere birkaç örnek vermek istiyorum. Anlayış ifadesi içeren cümlelere ve sonraya ertelenen uzlaşma sözlerine dikkat edin.

"Ebru, durumun hiç de adil olmadığını düşündüğünün farkındayım. Bu konuda seninle yarın tekrar konuşacağız, ama şimdi yatman gerek. Şimdi iki seçeneğin var: ister kendin git yat, ister seni kucağımda götüreyim."

Sorun çözücü babalar

Sorunları doğru saptamak ve doğru çözümler üretebilmek, olumlu kişilik özellikleri arasında yer alır. Sorun çözücü kişiler kendi hayatlarında zorlanmadıkları gibi, başkalarının hayatlarını da kolaylaştırırlar. Ancak bu aşırı boyutlara ulaştığında ya da sürekli bir durum aldığında karşı tarafın kendisini geliştirmesini engeller.

Düşünün, her türlü sorununuza çözüm getiren bir insan var yanınızda ve başınız her sıkıştığında, her imdat dediğinizde yanınızda olacağını biliyorsunuz. Aslında oldukça hoş bir durum. Bir de madalyonun diğer yüzüne bakalım: Bu kişi bir gün hayatınızdan çıktı gitti, kendinizi nasıl hissedersiniz? Sudan çıkmış bir balık gibi, değil mi? Neyi nasıl yapacağınızı bilemezsiniz, var olan sorunlarınızı göremediğiniz gibi, görseniz bile doğru çözümler üretmekte zorlanırsınız.

Problemli Çocuklarınızla İlişkileriniz Nasıl Olmalı?

Problemli bir çocuğa karşı şu üç davranış geliştirilmelidir: Çocuğunuzu iyi tanıyın, ona güven verin ve problemin kaynağını tespit edin. Bundan sonra çözüm çok kolay olacaktır. L. COLE

Her aile kendi çocuğuyla az çok problemler yaşar. Problemli çocuklar zamanında izlenip gerekli tedbir alınmazsa, problemler büyür, zaman zaman da hem aileyi hem de çocuğu sıkıntıya sokar.

Problemli çocuklar karşısında bazı aileler geniş bir hoşgörü sunarlar. Problemin bu şekilde halledileceğini düşünürler. Bazı aileler de sıkı bir disiplinle netice almak isterler. Bu iki yaklaşımın da sakıncaları vardır.

Peki, problemli çocuklarla ilişkiler nasıl sürdürülmeli ve neler yapılmalıdır?