Nurullah Genç

Unutmak

Unutmak, yıldızların ciğerine saplanan Bir lâle yaprağına gömmektir sevgiliyi

Unutmak, bir kaktüsün küllerinde ansızın Alevli bir tapınak eylemektir sevgiyi

Unutmak, semendere zehir sunmaktır, gülüm Taş dolu yüreklerin lügatinde bulursun

Unutmak, sessizliğe yine kanmaktır, gülüm Unutulursa şair, sen de unutulursun

Bir dağın bir kuyuya tohum ektiği yerde Balığın yüzgecinden irin döktüğü yerde Kralın, kölelerin emrinde yürüdüğü Geminin bir köpükte okyanus aradığı Ay'ın arzı terkedip gökte durduğu ânda Serseri bir kurşunun ay'ı vurduğu ânda Başını ellerinin arasına al ve dur İşte o lahza gülüm, bu can seni unutur


Unutmak, bir saatin kırılan camlarında Zamanı çürüterek öldürmektir sevgiyi

Unutmak, bayramlığı giydirilen çocuğun Aldatılan göğsünde vurmaktır sevgiliyi

Unutmak, bir ülkenin tozlu kaldırımlarında Taşlara boğdurmaktır yağız atlı yiğidi