Müslüman

Müslüman Gençlerde Burç Sapması

Burçlar hakkında çok şey söyleniyor yazılıyor. TV’lerde programlar yapılıp gazete köşelerinde ve dergi sayfalarında insanların hayatlarıyla, karakteristik özellikleri ve geleceğiyle alakalı bir takım doğruluk payı olmayan şeyler söyleniyor. Gelin İsterseniz "Burç nedir?’" tanımıyla başlayalım.



“Güneşin bir yılda takip ettiği düşünülen yörüngenin içlerinden geçtiği, belli sembollerle gösterilen on iki takım yıldızdan her biri bir burcu teşkil eder. Gökteki sabit yıldızlar küresinin ve özellikle burçlar kuşağındaki farazî şekillerin milattan önce 3 binli yıllardan beri bilindiği tahmin edilmektedir.”

(Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 6. Cilt, sh. 422)



On iki burç var ve her bir insanın bu burçlardan birine dahil olduğu öne sürülüyor. İnsanın karakterinin, kişisel özelliklerinin sahip olduğu burcun özelliklerine göre şekillendiği iddia ediliyor. Ve bu burçlarla yani “burç falıyla” gelecekten haber verme iddiasında bulunuluyor.



Neden insan bu gibi şeylere önem verir diye sorduğumuz zaman akla şunlar geliyor:

Kötülüklerin Düşmanı Namaz

Muhakkak Namaz kişiyi fuhuş ve münkerattan meneder.Vakt-i saadette bir adam varmış, Namaz kıldığı halde bazı kötü işler yaparmış. Efendimize şikayet etmişler. Peygamberimiz de:

-Namaz onu bir gün meneder buyurmuş.

Hakikatten az bir müddet sonra adam kendiliğinden bütün kötü huylarını terk etmiş. O zaman Cenab-ı Peygamber Efendimiz:

-Ben size söylemiştim: Bir gün, Namazı onu her kötülükten menedecektir.

Bakınız yukarıdaki baş söz “muhakkak” ile başlar. Bu Kur’an-ı azimüşşanın sözüdür. Demek ki biz Namazı dürüst kılamıyoruz ki Ramazandan sonra Camilerimiz-Mescidlerimiz boşalıyor. Ve sonra yine herkes kendi aleminde. Senelerden beri bu böyledir. Bu da bize anlatıyor ki, biz Namazı şuurla kılamıyoruz.

“Namazını kılan Orucunu tutan, Zekatını veren, Haccını yapan kimseye müslümandır diye şehadet edilir.” Hadis !

Namaz Kimlere Farzdır?

Namaz; Sevgili Peygamberimiz tarafından “Dinin direği” olarak tarif edilmiştir. Miraç’da farz kılınmış ve o gece, bütün müslümanların elli vakit sevabına denk olmak üzere her gün beş vakit Namaz kılmaları kesinlikle emredilmiştir. Namazın Miraç’da farz edilmesi sebebiyle Peygamberimiz: “Namaz, mü’minin miracıdır” buyurmuştur. Bu kutsal ibadetin farziyetini inkar, küfürdür. Akıl ve baliğ olan her müslüman mutlak surette Namaz kılacak. Böylece yüce Allah’a karşı kulluğunu ve O’nun emirlerine bağlılığını gösterecektir. Namazın terk edilmesi kalplerin kararmasına ve insanın küfre yaklaşmasına sebep olacağından çok tehlikelidir.

Bir İnsana Namazın farz olması için üç şartın bulunması gerekir:

1.) Müslüman olmak.
2.) Erginlik çağına gelmiş olmak.
3.) Akıllı olmak.

Günde beş vakit Namaz vardır. Bunlar: Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı Namazlarıdır. Hadisler;

Gençler nasıl Satanist oldular?

Bir sabah işe gelince, Kadıköy’den bir Bey aradı: “ Sizinle bir konuyu görüşmek istiyorum” dedi. “ Buyurun!” deyince, “ Telefonla zor olur, mümkünse, sizi ziyaret edip, yüz yüze görüşmek istiyorum” dedi. “ Öğleden sonra bekliyorum” diyerek telefonu kapattım. Öğleden sonra geldi. Giyiminden, tavırlarından hali vakti hayli yerinde biri olduğu anlaşılıyordu. Kısa bir hal hatır sormasından sonra hemen konuya girdi: “Yıllar sonra bir oğlumuz oldu. Doğumundan itibaren üzerinde titremeye başladım. Maddi durumun da iyi olduğu için, oğlumdan hiç bir şeyi esirgemedim. İlk okul çağına gelince de en iyi okullarda okutmaya başladım.

Farkımız çocuklara nakledilmeli

Ayakta kalmak, hayatı idame ettirebilmek için farkı muhafaza etmek şarttır. Peki fark nedir? Fark, orijinalliktir, diğerlerinden ayıran özelliklerdir. Bir cemiyeti, cemaati, inancı, hatta devleti bu farklılıklar ayakta tutar. Bunun için çocuklarımıza, Müslüman olduğumuz, diğer milletlerden farkımız anlatılmalı, hafızalarına nakşedilmelidir.

Farkı çocuklarına nakletmeyen, orijinalliğini muhafaza edemeyen toplumlar dağılır; tarihe karışır. Bunun geçmişte sayısız örnekleri vardır. Osmanlıyı altı asır sapa sağlam ayakta tutan, dünya imparatorluğu haline getiren orijinalliği idi; diğer devletlerden farkı idi.

Bu orijinallik Batı hayranı enteller tarafından bozulunca, asli unsurlar bir bir yok olup, devlette sarsıntı başladı. Sözde aydınların körü körüne, her şeyi ile Batılaşma gayreti, devletin sonunu hazırladı. Son yıllarda, Bosna-Hesek’in başına gelenler de, farkı muhafaza edememekten dolayıdır.