Murat Başaran

Eğer Seni Sevmeseydim

Her an “ölecekmişim” gibi içimde titreyip duran korkudan...

Ve her an yeni bir hayata “doğacakmışım” gibi içimde çarpıp duran heyecandan habersiz...

Ve sevdiğimi zannedip...

Sevgiyi bildiğimi zannedip...

Yaşayacaktım...

Yaşamak denirse...

Seni sevmeseydim...

***

Mevsimleri sevmeyecektim...

Sevdiğimi zannedip...

Yağmurun mahzun kalbimi okşamasını...

Nefes almakta zorlandığımda rüzgarın yetişmesini...

Güneşi...

Yıldızları...

Gülü ve bülbülü bilmeyecektim...

Ve gizlice ağlamayı...

Bildiğimi zannedip...

Aşkı bilmeyecektim...

***

Seni sevmeseydim...

***

“Bir ömür boyu” yetmezdi bana...

Ben seni severek...

Cenneti istemeyi öğrendim; ve sonsuzluğu...

Uykuyu uysal bir kedi gibi yanıma alıp, şafak vakti ettiğim dualarda...

Sana ve sevgime bakıp...

Rabbimi öğrendim...

O’nun büyüklüğünü öğrenmenin mümkün olmadığını öğrenip...

Hayreti öğrendim...

***

Eğer seni sevmeseydim...

Yaşadığımı zannedip...

...

Murat Başaran

Bizim Hikayemizi Biz Yazarız! ...

Ha sonbahar gelmiş;
Sarısını hüznümden, serinliğini yüreğimden damıtıp...
Ha gündüze küsmüşüm...
Boynumun büküklüğüne bahanem çok!
Gözyaşı ustasıyım; işsiz...
Ve yalnız...
(Sonra seni düşündüm... Bir an! Ey sevgili! “Ahir zaman” deyip geçiştirmek çok zor! Ne kılıcımda kan izi var. Ne muhabbetin dindiriyor acımı. Bu hal nedir?)

Şiir aramayın enkazımda...
Ha sonbahar gelmiş; ha gündüze küsmüşüm...
‘Aşk yâresi’ anlatmaz hâlimi,
Aşk bendim!
(Adını koyamadığımız bu işte: Bin kere düşüp, bin kere kalktık ayağa... Çokça haykırıp, çokça sindik... Aynada suretimiz yok şimdi...)

Şimdi bir musalla taşından seyrediyorum gökyüzünü...
Akşam sonrası, alacakaranlık.
Çıplak dalların arasından; koyu bulutlar...
Hiçbir şeyin vakti değil; avlu bomboş...
Sözün bittiği yerdeyim yani...
Yani herşey nafile...
(Biliyorum; son nefesten önce ölünmez. Biliyorum; hâlâ buradayız. Biliyorum; bu miras bizim...)

Gözyaşı ustasıyım; işsiz...
Ve yalnız...
Acımı ezan dindirir!