Medya

Genç kızlar, sanatçılara özenmeyin!

Bazı şeyler vardır, anlatmakla öğrenilemez; ancak yaşamakla öğrenilir. Yaşamayan bilmez. Çocuğa ateşin yaktığını ne kadar anlatırsanız anlatın, onu tatmadıkça, acısını hissetmedikçe gerçek manada ateşin ne olduğunu anlayamaz. Yaşamadıkça zararının tam olarak anlamanın mümkün olmadığı hususlardan biri de şöhret ve paradır.

Bilhassa gençlerimizin bu iki arzuya kavuşmak için,”sanatçı” olmak için maddi manevi nelerini feda ediyorlar. Halbuki, “Dışı seni içi beni yakar” misali arzulardır bunlar. Bu arzuların zararlarını Sevgili Peygamberimiz bakınız kısa ve öz olarak nasıl ifade buyuruyorlar: “Mal ve şöhret hırsının insana vereceği zarar, iki aç kurdun bir koyun sürüsüne saldırdığı zaman vereceği zarardan daha çoktur.” “Bir vadi dolusu altını olan, bir vadi dolusu daha ister!”

Kadının cinsel yönden istismarı

İnsanlık tarihi boyunca en çok istismar edilen nedir? diye sorsanız bana, hemen “kadın” diye cevap veririm. İslamiyet ve ondan önceki hak dinler hariç her devirde kadın, devamlı sömürü vasıtası olmuş.

İnsan yerine bile konulmamış. Herhangi bir ev eşyasından farkı olmamış kadının. Mesela, Roma kanunlarında köle olarak kabul edilirdi. Vatandaşlık hakkından mahrumdu, ona, herhangi bir ev eşyası gibi bakılırdı. Ev eşyası gibi alınıp satılırdı kadın.

Budizm inancında kocası ölen kadının yaşama hakkı yoktu. Son zamanlara kadar ölen Kocası ile beraber cayır cayır yakılırdı. Şimdi gelelim günümüze... Çoklarının zannettiği gibi kadın bugün de kölelikten kurtulamamıştır.

Hatta, eski devirlerden daha çok istismar edilmektedir; daha çok köleleştirilmiştir. Görünüşte kendilerine eşya oldukları söylenmese de, eşya kadar bile önem verilmemektedir.

Bunları yapanlar da daha çok kadın hakları savunucuları. Kadın hakları, kadına özgürlük gibi sloganlarla kadınlar aldatılmakta, daha çok sömürülmektedir. Bu sömürme çok iyi kamufle edildiği için kadınlar farkında değil.