Gençlik Dönemindeki Çocuklarımızla İletişim

İnsan hayatının en zor dönemlerinden biri de ergenlik ve gençlik dönemidir. Benim ergenlik ve gençlik dönemine verdiğim ad, “gıcıklık”1 dönemidir. Bu dönemin özelliklerini bilip ona göre davranmak gerekir.






Ergenlik dönemine ulaşan birey, doğru ve yanlışı, sosyal düzenin yasa ve kurallarıyla değil, bizzat kendi vicdanıyla ve kendi geliştirdiği ahlâk ilkeleriyle tanımlar. Ahlâk ilkeleri, sadece kendisi için değil, herkes için geçerli ve evrensel değerler üzerine kurulmuştur. Böylece birey, yalnız kendini değil, başkalarını da dikkate alan, yüksek düzeyde bir ahlâkî yargı geliştirir. Çocuğun olgunluğa yönelik psikolojik gelişimi, 13 ile 21 yaşları arasındaki ergenlik döneminde tamamlanır. Ergenlik öncesi çağ, ergenlik boyunca olacak değişimlere temel olan bir dönemdir.




Çocuğun “geleneksel, eleştirisiz” bir dürüstlük anlayışından kurtulup kendi öz dürüstlük ölçülerine ulaşması için 14 yaşına basması beklenmelidir. 14 yaşındaki ergenin yetişkinlere ve aile bireylerine olan tutumu olgunlaşmaya başlar. Bu durum onun her şeyi eleştirmesine yol açar. Anne babayı eleştirme, onların görüş ve düşüncelerini benimsememe eğilimleri vardır. Rahat ve uyumlu çocukluk geçirenler, ergenlik döneminin sorunlarını daha kolay çözerler.




Ergenlik ve gençlik döneminde bireyde, başkalarına yardım, zor durumda olanlara acıma duygusu, vicdan ve ahlâkî sorumluluk en yüksek düzeye ulaşmıştır. Kişi artık kendi kendini denetleyebilir. Davranışları ahlâk kurallarına aykırı düştüğü veya yapmak istediği bir işte başarısızlıkla karşılaştığı zaman çok güçlü bir “suçluluk duygusu” yaşar, çevresindekilerden utanır. Başkalarının davranışlarını da aynı yüksek ahlâkî sorumluluk bilinci ile değerlendirir. Bunun sonucu olarak hak ve adalet düşüncesi bu dönemde çok güçlüdür. Ergenler ve gençler, haksızlık yapan, eşit davranmayan kimselere karşı sert tepkiler gösterir.




Delikanlılık çağına giren çocuk, çocukluk ile büyüklük arasında bir geçiş dönemi yaşar. Çocuk, o zamana kadar belirli bir ruhsal denge kurmuştur, çevresi ile belirli bir ilişki düzeni vardır. Ama ergenlik çağına gelince, o güne kadar kişiliğini ayakta tutmuş olan denge ve şartlarını bir kenara bırakıp, bir an önce büyüklüğe atlamak ister. Bu yüzden, bu çağdaki çocuklarda genellikle uyumsuzluk, olumsuzluk ve ters tepkiler görülür. Çünkü çocuk, olumlu kişiliğini aramaktadır. Bunun için de anne babanın değer ölçülerini yok sayarlar. Gençlik çağı fırtınalı, gergin ve duygusal karışıklıklarla dolu bir dönemdir.




Bu dönemde, gencin olumlu kişiliğinden önce olumsuz kişiliğinin oluşacağını bilmeyen bir anne baba, çok sıkıntı çeker. Çocukluktaki dengeli davranışların bozulmasının, çocuğun olumlu bir kişiliğe yönelmesindeki ilk adım olduğunu kavrayamayanlar, onu yola getirmek için sert davranmak gerektiğini düşünürler, böylece de en büyük yanlışı yapmış olurlar.




Çocuk, bu devrede “çevreye uyum” yerine “kendi kişiliğini” ortaya koyar. Bir yandan “kimlik” duygusunu pekiştirir, öte yandan da anne babasının isteklerine uymayı öğrenir. Bu devrede şu iki temel yanlıştan kaçınmak gerekir: Birincisi, çevresine uyması ve kendi isteklerini sınırlaması için baskı yapılmamalıdır. Ondan aşırı isteklerde bulunulursa ya isyan bayrağını açacak ya da içine kapanık, pısırık biri olup çıkacaktır. Yapılabilecek ikinci yanlış çocuğu gerektiği kadar kontrol altına almamaktır. İstediği her şeyi verir, sözünüzü dinlemediği zaman onun isteğine uyarsanız, çocuk evin tek hâkimi olduğunu düşünmeye başlar. Bu durumdaki çocuk, çevreye uyum konusunda olumlu hiçbir şey öğrenemediği gibi, ileriki yıllarda öğretmenleri ve arkadaşlarıyla da uyuşamaz.
Gençlik çağı çocuğunuzun ve sizin başarıyla atlatabilmeniz için üç temel kural vardır:




1. Suyun akarına gidiniz!



2. Suyun akarına gidiniz!



3. Suyun akarına gidiniz!






* Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN Sivas CÜ İlâhiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi. Email:maydin@cumhuriyet.edu.tr



1) Gıcık:Sözleriyle, davranışlarıyla karşısındakini kızdıran, sinirlendiren, sıkan (kimse).




Konular