İfade Gücü

Duyguların sözcüklerle ifadesi

Duyguların sözcüklere dökülmesi çok zordur. Aslında duygular en iyi, müzik ya da resim gibi yollarla ifade edilir; ancak, yine de çocukların duygularını etraflarındaki insanların anlayacakları bir dille ifade edebilmeleri çok önemlidir. Duyguların çok yakın ilişkide olan insanlar arasında paylaşılması esastır ve kendimizi değerli hissetmemize ve özgüven duygumuzun gelişmesine yardım eder.

Duyguların ifade edilebilmesi, aynı zamanda, duygularımızı kontrol altında tutabilmemize yardımcı olur. Örneğin, benim gibi başkalarının kızgınlık, depresyon ya da endişe gibi sorunlarıyla uğraşanlar, bu insanlara yardım ederken ilk adımın duygularını tam olarak ifade edebilmelerine yardımcı olmak olduğunu bilir. Bu, insanlarda belli durumlara karşı oluşan duygulardaki iniş çıkışların kontrol edilebilmesinin başlangıç noktasıdır.

Elbette sizin ya da çocuğunuzun elinde sözlük, duygularınızı ifade edebilecek sözcükler aramanız gerektiğini söylemiyorum, ama duyguların sözcüklere dökülebilmesi çok önemlidir.

Nasıl yardım edebiliriz?

Agresif, pasif ve kendini iyi ifade edebilen davranış biçimleri

Agresif tutum: "Hayatta her şey zor, ama ben önemliyim ve mutluluğumu ya da başarımı engelleyecek herkese zarar verebilirim."

Tipik davranışlar: Despot, bencil, zorba, saldırgan, duygusuz, incitici, doğrucu, ön yargılı, suçlayıcı, cezalandırıcı ve şüpheci.

Pasif Genel tutum: "Hayat çok zor, her şey beni korkutuyor, diğer insanlar benden önemli ve benden daha iyi, bu yüzden onları memnun etmeliyim ya da öyle görünmeliyim."

Tipik davranışlar: Sabırlı, yumuşak başlı, alçak gönüllü, aciz, beceriksiz, kendini suçlayan, kendini göstermeyen, dalavereci.

Kendini iyi ifade edebilen

Genel tutum: "Yaşamak güzel, ben herkes kadar önemliyim ve herkes gibi benim de mutlu ve başarılı olmaya hakkım var." Tipik davranışlar: Kendine saygı duyan, makul düşünen, dürüst, dolaysız davranan ve konuşan, canlı, mücadeleci, doğru, saygılı, güvenen, işbirliği yapan, sebatkâr, yaratıcı ve kararlı.

Eğer bu bilgileri de yeterli bulmuyorsanız, bu konuda biraz daha okumadan, çocuğunuza yardım etmemenizi öneririm.

Yapılan övgüleri kabullenmeyi ve gerektiğinde başkalarını övmeyi öğretin

Kendine güvenen insanlar yapılan övgüleri rahatlıkla kabullenir ve gerektiğinde karşılarındakini överler. Eğer gerçekten kendinize güveniyorsanız, övgüye gereksiniminiz yoktur.’ düşüncesi yanlış bir inanıştır, övgü insanları harekete geçirir ve kendilerini iyi ifade etmelerini teşvik eder. Küçük çocuklar övgüye bayılırlar. Yaptıkları bir resmi ya da giysilerini överseniz, sözcüklere dökemeseler bile, teşekkürlerini pırıl pırıl bir gülümsemeyle ifade ediverirler size. Fakat, okul yaşına geldiler mi en ufak bir övgüde utanır, sıkılırlar. Birkaç yıl sonra da, övgü aldıkları zaman, kendilerini "kibarca" küçümser (Çok iyi yapamadım.), ya da karşılaştırma yaparlar (Bence senin yaptığın daha güzel olmuş.). Yapılan övgüleri reddetmenin gereksiz olduğunu söyleyin ve gülümseyip, teşekkür etmelerini öğretin.

Ayrıca, övgüde bulunma konusunda cimri davranmamalarını, fakat aşağıda söz edeceğim kötü alışkanlıklardan da kaçınmalarını söyleyin.

•Övgüde bulunma İyi ifade edilemeyen alışkanlıkların kontrol listesi

İsteklerini etkin bir biçimde iyi ifade edebilmelerini öğretin

Bazen çocuklar isteklerini iyi ifade edemezler, bunun nedeni de ifade konusunda güçlük çekmeleridir. Bu nedenle, zaman zaman çocuklarınızın isteklerini ifade ederken agresif bir yol izlediklerini gözlerseniz, onu hemen eleştirmek yerine (örneğin, "Kardeşini korkutma!" ya da "Böyle davranırsan, hiçbir isteğin yerine gelmez!"), onu oturtup isteğini size anlatmasını önerin ve onu sabırla dinleyin. Böylelikle isteğini daha iyi ifade edebilmesine yardımcı olun. Ona şu noktaları göz önünde bulundurursa, isteklerini daha kolay elde edebileceğini söyleyin:
iyi ifade edilmiş bir istek şöyle olur:

- kısa ve net (gereksiz sözcüklerden arınmış)
- kibar ve başkalarının duygularına ve durumuna saygı gösteren (örneğin, "Bu oyunu çok sevdiğini biliyorum, ama..." ya da "Babacığım, biliyorum meşgulsün, ama...")
- olumlu ve ses tonunuz isteğinizi elde edeceğinizden emin bir şekilde
- tehditkâr olmayan (örneğin, "Dediğimi yapmazsan, sinirleneceğim!")
- dalavereden uzak (örneğin, "Ayşe´nin annesi hep...")

Onlara haklarını öğretin

Çocuklarınızın kendilerini iyi ifade edebilmeyi öğrenebilmeleri için, önce bunun hakları olduğunu bilmeleri gerekir. Maalesef toplumumuzda hâlâ "iyi çocuk" "yumuşak başlı ve alçak gönüllü çocuk" anlamına gelmektedir.

Çocuklarınıza vurgulamanız gereken haklarından bazılarını 121. sayfada bir liste halinde sunuyorum. Bunlar sık sık istismar edilen ve sorgulanan haklardır. Bunları liste halinde vermemin amacı, hem sizin, hem de çocuğunuzun bu hakları çok iyi öğrenmeniz ve kafalarınızda yer

Haklarım

Yanıt "hayır" olsa da, isteklerimi almaya hakkım var
Karşımdaki kişi yardım etmek istemese ya da meşgul olsa bile, yardım istemeye hakkım var
Başkalarına saçma gelse de, benim de fikir sahibi olmaya hakkım var
Başkaları doğru bulmasa da, benim de duygularım olmasına hakkım var
Özellikle elimden geleni yapmaya çalıştığımda, hata yapmaya hakkım var
Başkaları başaracağıma inanmasa bile, tekrar tekrar denemeye hakkım var
Başkaları onaylamasa da, fikrimi değiştirmeye hakkım var
Başkaları kendilerine anlatmam konusunda ısrarlı olsa bile, sırlarım olmasına hakkım var

Kendini İyi İfade Edebilme

Kendimizi iyi ifade edebilmek, kendimiz olmayı, insan haklarına saygı göstermeyi ve başkalarının haklarını çiğnemeden, isteklerimizi ve gereksinimlerimizi dolaysız ve enerjik bir biçimde elde etmemizi olanaklı kılar.

Çocuğunuzun kendini iyi ifade edebilmesine yardımcı olabilirseniz, sadece kendine olan güveninin güçlenmesine yardımcı olmayacak, aynı zamanda onun birlikte olunması çok kolay bir insan olmasını sağlayacaksınız.

Her ne kadar "kendini iyi ifade edebilme" sözcüğü son yıllarda çok sık kullanılıyorsa da, bu kavramın agresif ya da pasif davranış biçimleriyle karıştırıldığını düşünüyorum. Bu üç ana davranış biçiminin her birinin iyi ve kötü yanları olmasına karşın, kendine güvenen insanların kullandığı davranış biçimi kendini iyi ifade edebilmedir ve çocuklarınızın kazanması gereken davranış biçimi de budur.

Eğer "kendini iyi ifade edebilme" konusunda kafanızda bir belirsizlik varsa, aşağıdaki kısa bilginin, bu üç ana davranış biçiminin aralarındaki farkı açıklığa kavuşturmanızda yararı olacaktır.

Çocuğunuzun Dış Özgüvenini Geliştirmesine Nasıl Yardım Edebilirsiniz?

Bu bölümde, çocuğunuzun dış özgüven için gereken şu dört önemli niteliği kazanması için çalışacağız:

• iyi iletişim kurabilme
• Kendini iyi tanıtabilme
• Kendini iyi ifade edebilme
• Duygularını kontrol edebilme

Çocuğunuz ileride ıssız bir adada tek başına yaşamayı seçmezse ve onun iç özgüveninden tam olarak yararlanabilmesini istiyorsanız, bu niteliklerin her birini kazanması gerekir.

Çocuğunuzun sizinle ve yakınındaki diğer insanların yardımıyla erken yaşlarda edindiği iç özgüvenin niteliklerinin tersine, yukarıda adı geçen niteliklerin büyük kısmı evin dışında, özellikle de okulda ve medya gibi diğer sosyal öğreti kanalları yoluyla edinilir. Artık, pek çok gelişmiş ülkede iç özgüvenin bu tür niteliklerinin çocuklara kazandırılabilmesi amacıyla öğretmenlerin eğitimine büyük paralar harcanmaktadır. Dolayısıyla çocuğunuz matematik, fizik ve ingilizce derslerinin yanı sıra dinleme, bildiri sunma, eleştirilerle başa çıkma gibi konularda da ders alıyor olabilir.

Çocuğunuzu tanıyın

Babam her şeyi benim iyiliğim için yaptığını ve beni sevdiğini söylerdi. Hâlâ beni sevdiğine inanamıyorum, beni tanımıyordu ki.

Özgüven Geliştirme Kurslarına katılan bir öğrenci

İşte size özgüven eksikliği sorunu olanlar arasında çok yaygın bir yorum daha. Çocuğumuzu tanımaya çalışmak, hem onu gerçekten sevdiğimizi göstermenin bir yolu, hem de onun kendisini tanıması için uygun olan ortamın hazırlanmasıdır. Kendilerine çok yakın hissettikleri için, ana-babaların çoğu çocuklarını çok yakından tanıdıklarına inanır ve çocuklarının kendilerinin bir kopyası olduğuna dair yanlış bir inanışa kapılır. Ancak, çocuklar ergenlik dönemine girip, gerçek kişiliklerini ortaya koymaya başlayınca, ana babalar "gerçek" çocuklarıyla yüz yüze gelir. Fakat, çocuğun özgüveni çok fazla zarar gördüyse, gerçek benliği hiçbir zaman ortaya çıkamaz.

Haksızlıkla karşılaştığında onun tarafını tutun ve onu koruyun

Toplumumuzda çocuk haklan her geçen gün daha da önem kazansa da, çocuklarımızın bir biçimde haksızlık ya da istismarla yüz yüze gelmesi ve bu yüzden kendilerini çok güçsüz ve zayıf hissetmeleri olasıdır. Günlük yaşamda başlarına çok değişik şeyler gelebilir. Örneğin:

- daha büyük çocuklar tarafından taciz edilebilir
- düşüncesiz biri çocuğunuzla alay edebilir ya da onu aşağılayabilir
- öğretmeni tarafından gereksiz yere cezalandırılabilir
- süpermarket sırasında sıralarını başkalarına kaptırabilir
- spor etkinliklerinde haksızlığa uğrayabilir
- alışveriş yaparken kendisine eksik para üstü ya da kırık bir oyuncak verilebilir

Bu tür durumlarda siz ne yapabilirsiniz? Tepkiniz elbette çocuğunuzun yaşına ve her bir olayın yapısına göre değişecektir. Aynı zamanda aşağıda söz edeceğim etkenlerin de rolü olacaktır:

Onu neden sevdiğinizi açıklayın

Hepimiz ne kadar "harika", "iyi" ya da "özel" olduğumuzu duymaktan hoşlanmamıza karşın, bu tür övgüler belli nedenlere dayandırıldığı zaman daha çok tatmin olmaz mıyız?

Bu yüzden, çocuklarınıza sevginizi ifade ederken, hayran olduğunuz ve beğendiğiniz niteliklerinden örnekler verin. (Örneğin, "Senin mizah anlayışına bayılıyorum.", "Başkaları üzgün veya sinirli iken, onlara gösterdiğin anlayış çok hoşuma gidiyor." ya da "Yaratıcı gücüne hayranım.")

Dış özgüven

Dışarıya karşı özgüvenli bir insan izlenimi verebilmesi için, çocuğunuzun aşağıda adı geçen alanlarda beceriler geliştirmesi gerekir:

- İletişim
- Kendini iyi ifade edebilme
- Kendini ortaya koyabilme
- Duygularını kontrol edebilme

En pahalı özel okulların ve en iyi devlet okullarının, bu becerilere okul başarıları kadar önem vermelerinin nedeni, bu özelliklere sahip çocukların ileride sadece iş yaşamında değil, aynı zamanda kişisel ve sosyal yaşamlarında da başarılı olmaları gerektiğine inanmalarıdır.

Şimdi, sırasıyla bu özelliklerin her birinin çocuklarımıza ne gibi yararları olacağını görelim.

İletişim

İletişim konusunda iyi beceriler kazanmış olan bir çocuk şu konularda başanlı olacaktır:

ÇOCUK GELİŞİMİNDEKİ AŞAMALAR

1-2 yaş arası
Dili kullanmaya ve kendini tanımaya başlar.

2-5 yaş arası
Kendisi ve çevresi üstünde kontrol kazanmaya çalışır; anlama ve belleği ile ilgili becerilerini denemeye, duygularını öğrenmeye başlar.

5-11 yaş arası