Fıkıh

KARI-KOCA BİRBİRLERİNE İSİMLERİYLE HİTAP EDEBİLİRLER Mİ?

Kocanın karısına ismiyle hitap edemeyeceğine dair bir nas yoktur. Fıkıh kitaplarımız, karının kocasına ismi ile hitap etmesinin "mekruh" (nahoş) olduğunu söyler. (Tenvîru'I-ebsâr (Ibn Âbidin ile) VI/418) Ama bunu bir âyete ya da hadîse dayandırmazlar. Yani bu, zamanın örfüne göre verilmiş bir hükümse, örfün (yani bu alışkanlığın) değişmesiyle bunun da değişmesi gerekir. Diğer bir ifade ile, anormal karşılanan beldelerde mekruh olması, normal karşılanan beldelerde ise olmaması gerekir.

KADINLARLA İLGİLİ BAZI GENEL BİLGİLER

Birden fazla koca ile evlenmiş olan kadın, birisinin nikâhında değilken ölmüşse, Cennette onların ahlâkı, en güzel olanı ile beraber olacaktır. Birisinin nikâhında iken ölmüşse onunla beraber olacaktır. (Heysemî, el-Fetava'l-hadisiyye 354)

Kadınların hasta olan yabancı bir erkeği, yada erkeğin hasta olan bir kadını, tesettür şartlarına uyarak, meşru ölçüler içerisinde ziyaret etmesi câizdir. Allah Resûlü Efendimizin hasta kadınları ziyaret etmesi ile ilgili hadîsler vardır. Çünkü hasta ziyareti, Islâm'da önemli bir hak ve terbiye kuralıdır. Allah Resûlü Efendimiz bir hadîslerinde, müslümanın müslüman üzerindeki altı hakkından birinin, hasta iken ziyaret etmesi olduğunu bildirmişve bunda kadın-erkek ayırmamıştır.( Buharî, el-Edebü'l-Müfred I/539; Hattâb es-Subkî, el-menhel VNI/220)

Kadının kocasını ismiyle, "Ahmet!, Hasan!" diye çağırması, Islâmi edebe uygun görülmemiş ve fıkıh kitaplarında bunun "mekruh" olduğu belirtilmiştir. (Ibn Abidîn VI/47 8; Hediyyetül-alâiyye 265-66)

KADINLA MUSAFAHA

Islâm fıkhında (hukukunda) genel kaide olarak: "Bakılması helâl olan yere dokunulması da helâldir." Bundan sadece erkeğe göre yabancı kadınlar istisna edilir. Meselâ erkek, Hanefî mezhebine göre, yabancı bir kadının eline ve yüzüne belli şartlarla bakabıldiği halde, dokunması câiz değildir. Buna göre, kadınla musafaha (tokalaşma), kadın genç ve şehvet duyabilecek yaşta ise ittifakla haramdır. Bu konudaki rivayetlerin hemen hemen hepsi ve sahih olanları Rasûllüllah Efendimizin kadınlarla tokalaşmadığını söyler. Ümeyme bint Rakika kadınların biatını anlatır ve: "Allah Rasûllü bizim hiç birimizle musafaha yapmadı, gidin artık, sizinle biatlaşmış olduk, yüz kadına diyecegim de, bir kadına dediğimden ibarettir, buyurdu" ( Taberî XXVNI/80). Aişe validemiz: "Vallahi Allah Rasûllünün eli aslâ bir kadının eline değmedi. O kadınlarla sözle biatlaştı" demiştir. ( Kurtbî XVNI(71)) Hz. Aişe validemiz bunu çok sonraları söylemiş olacâğına göre, Akabelerde vuku bulan "Bey'atü'n-nisâ" hakkında Rasûlüllah'tan bilgi almış olması gerekir. Aksi halde böyle te'kidli bir yemin etmesine anlam verilemez.

İtikat

Soru 1 : İman nedir?

Cevap : Allah (c.c.)’ın dinini, Rasulüllah (s.a.v.)’in getirdiği tüm şeyleri kalp ile kabul edip dil ile tasdik etmektir.

Soru 2 : İmanın şartları nelerdir?

Cevap : Allah (c.c.)’a, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret gününe, kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine, öldükten sonra tekrar dirilmeye iman etmektir.

Soru 3 : Hak dinlerin gayesi nelerdir?

Cevap : Aklı, Dini, Nefsi, Nesli ve Malı korumaktır.

Soru 4 : İslam dininin kaynakları (Edille-i Şeriyye nelerdir?

Cevap : Kitap, Sünnet, İcma-i Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha’dır.

Soru 5 : Peygamberimiz (s.a.v.)’den sonraki dönemlerde bir meselenin dini hükmü üzerinde o devirde yaşayan müçtehitlerin birleşmesi ve ittifak etmesine ne ad verilir?

Cevap : İcma-i Ümmet denir.

Soru 6 : Kur’an’ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde karşılığı bulunmayan bir meseleyi,Kitap, Sünnet, İcma-i Ümmet dediğimiz şeri delillerde sabit olan hükümler ışığında, aynı illete (sebebe), aynı hikmete bağlayarak çözümlemeye dinimizde ne ad verilir?