Değer

Dış dünyayla yeterince temasınız var mı?

Günümüzde pek çok ailede hem annenin, hem de babanın çalışması ve yaşamlarının çok stresli olması, evlerini sığınak gibi görmelerine neden olmaktadır. Diğer taraftan, çocukların bireyi oldukları ailenin, ileride çocukların da bir üyesi olacağı bir dünyadan kopuk olmaması gerekir.

Kendinize şu soruları sorun:

- Aileniz toplumla dostluk ve işbirliği içinde yaşama konusunda çocuklarınıza yeterli ve iyi bir model oluşturuyor mu?
- Aileniz çocuklarınızın geniş çevrelerini şekillendirmesinde etkin bir rol oynuyor mu?
- Değişik çevrelerden ve yeterli sayıda konuklarınız oluyor mu?
- Ailece evin dışında da yeterince vakit geçiriyor musunuz?

ALIŞTIRMA: Ailenin kontrolü

Bu alıştırmayı varsa, eşinizle yapın. Eşiniz bu konuda istekli değilse, ya da yalnız yaşıyorsanız, alıştırmayı tek başınıza yapabilirsiniz, ancak sonucu mutlaka yakın bir arkadaşınızla tartışın.

Her bir alıştırmayı yaparken, yukarıda ilgili bölümü okumanız gerekebilir.

Her biriniz ailenizin en önemli üç amacını yazın.

Yazdıklarınızı karşılaştırın, tartışın ve ortak bir amaç listesi yazın.

Değerler paylaşılıyor mu, yoksa bu konuda anlaşmazlık mı var?

Pek çok çocuğun özgüveni, sadece aile değerleri konusunda kafaları karıştığı için zarar görür. Örneğin, anababalarının memnun olacaklarını düşündüğü bir şey yaparlar, olumsuz bir tepki alınca da sarsılırlar.

Aynı amaçların açıklanmasının gerektiği gibi, her bir aile bireyinin değerleri de açıklanmalı, böylelikle çocuklar neyin "doğru", neyin "yanlış" olduğunu anlamalı ve ailenin koyduğu kurallar kolayca tanımlanabilmeli ve gerektiğinde tartışılabilmelidir. Çocuk diğer ailelerin değerleri hakkında bilgi edinmeye başladıkça, bu konu giderek önem kazanır ve çocuk ergenlik dönemine girip, kendi değerlerini sınamaya başlayınca konunun önemi artık hayati olur.

Ailenin değerleri çocuklara örneklerle anlatılmalı ve bu değerler zaman zaman tartışılmalı ve anladıkları bir dille açıklanmalıdır. Örneğin, "dürüstlük" kavramı bir yetişkin için çok açıktır, ama aynı kavram bir oyun dünyasında yaşayan ve zaman zaman aile bireylerinin "beyaz yalanlarıyla istemeden işbirliği yapan çocuklar (Arayan Ayşe teyzense, ´annem evde yok´ de) için çok net değildir.

İslamiyette kadınının yeri

İslam dini, kadını en yüksek dereceye çıkarmıştır. İslamiyetin kadına verdiği kıymeti hiçbir din, hiçbir düşünce vermemiştir. İslam kadınına; erkek akrabasından, fitre verecek kadar zengin olanlardan, en yakın bulunanı, bakmağa mecburdur. Yakın akrabası yoksa veya fakir iseler, (beytülmal) yani devlet, her türlü ihtiyaçlarını vermeğe memurdur.

İslam kızı, İslam kadını, geçim derdinden, düşüncesinden muaftır. O, çalışarak, didinerek, para kazanmaya mecbur değildir. Her şey onn ayağına gelecektir. Din-i İslam ona bu kıymeti vermiştir. Fakat, kadının, İslamiyeti, dinini, imanını, farzaları, ibadetleri, haramları öğrenmesi farzdır. Babasının veya kocasının ona bu ilimleri öğretmesi lazımdır.

Sevgi Kadar Söz, Söz Kadar Sevgi

Büyük büyük sözler dökülüyor dudaklarımızdan. Öyle her kişinin değil, “er” kişinin elde etmeye muvaffak olduğu sevgiden, muhabbetten, zor ele geçen adaletten söz ediyoruz. Teraziye gelmez değerlerden olduğundan, kimde ne olduğunu bilmek için sarrafa ihtiyaç var.

Gelin biz kendi meziyetlerimizin sarrafı olup bu gün, tartalım elde olan varımızı. Misal, kalbimiz ne kadar geniş, bu genişlikte hangi duygular kendine yer bulmuş? Futbol sahası kadar büyük bir boşluk mu taşıyoruz yoksa kaburgalarımızın altında?

Bilge Kadının Taşı

DAĞLARDA seyahat eden bilge bir kadın, bir dere kenarında değerli bir taş bulmuştu. Ertesi gün kadın başka bir gezginle karşılaştı. Adamın karnı çok açtı. Bilge kadından yiyecek birşeyler istedi. Kadın ona birşeyler vermek için çantasını açtığında değerli taşı gören adam, kadından onu da kendisine vermesini rica etti. Tereddütsüz:

“Olur” dedi kadın.

Aç gezgin, talihin nihayet kendisine yaver gittiğini düşünerek, sevinç

içinde ayrıldı oradan. Ancak, birkaç gün sonra o civarlara geri geldi ve bilge kadını bularak, taşı kendisine iade etti.

“Bana verdiğin taşın ne kadar değerli olduğunun farkındayım” dedi adam. “Ama düşündüm ki, sen de bu taştan daha değerli birşey var. Bu mücevheri verebilmeni mümkün kılan şeyi bana verir misin?”


(Uyarlama:İsmail Örgen)