Farkındalık

Çocukların duygularını kontrol etmelerini öğrenmeden önce, bu duygularının farkına varmaları gerekir. Bu size çok aşikâr bir konu gibi gelebilir, ama toplum olarak duygularımızın hiç farkında değiliz ve çocuklarımız anababalarının izinden ayrılmıyor ve duygularından çok küçük yaşlardan itibaren uzaklaşıyor. Bu durum özellikle baskı altında bulunan ya da bir travma geçirmiş çocuklar için geçerlidir. Duygularını kontrol edemeyeceklerini düşünür, doğru ya da yanlış, anababalarının da böyle düşündüğünü hisseder ve istenmeyen ya da kontrol edemeyeceklerini düşündükleri duygularını bîlinç dışına iterler. Günümüzde gereksinim duyduğumuz şey, bence Freud ya da Hitchcock´un bastırılmış duygularımızın bizlere verdiği zararları bize yeniden hatırlatılması.

Ne yapabiliriz?

1. Çocuklarımıza düzenli bir şekilde duyguları hakkında sorular sorabiliriz.

2. Duygularının sözsüz ifadesini vücut dillerinden gözlemleyip, çok fazla varsayımda bulunmadan veya yorum yapmadan, onlara bu konuda bilgi verebiliriz. Örneğin:

- Kaşlarını çatık görüyorum. Üzgün müsün? ("Kaşların çatık. Üzgün olmalısın." demek yerine)
- Kapıyı çarptığını duydum. Bir şeye mi sinirlendin?" ("Neden bu kadar sinirlisin?" demek yerine)

"Bilgili bir insan olmanız bir kriz anında size güç vermez. Kendine güven, vücudunuzu tanımanız ve o anda neler hissettiğinizi bil-menizdir."
Marion Woodman

3. Bazı duyguların bastırıldığının belirtisi olan davranış biçimlerindeki değişimleri gözleyin. Aşağıda parantez içinde sizlere örnek olabilecek duygular veriyorum. Bu belirtileri gösteren örnekler seçmeme karşın, lütfen bunların farklı bir duygu ya da birkaç duygunun karışımı olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Örneğin:

- okula gitmek ya da yatmak konularında isteksizlik (korku?)
- belli bir oyuncağa aşın bağlılık (mutsuzluk?)
- saplantı ya da alışkanlıklar (bunaltı?)
- alışılmadık biçimde dikkat çekici davranışlar (kıskançlık?)
- telaşlı yemek yeme (endişe?)
- tırnak yeme, parmak emme ya da benzer davranışlarda artış (çaresizlik?)
- sık sık kabus görme (sinirlilik?)
- gece büyük ya da küçük çişini altına yapma (yalnızlık?)
- ölüm ya da intihar gibi konularda saplantı (keder?)
- hiperaktiflik (can sıkıntısı?)
- kendinden küçükleri korkutma ya da agresif biçimde kavgalar (gücenme?)
- sürekli hayal kurma ya da konsantre olmada güçlük çekme (depresyon?)
- ürkütücü resimler yapma (kızgınlık?)

"Somurtkan bir yüzün, kocaman bir gülümsemenin ya da gözyaşlarının anlamı sadece dinleyerek anlaşılamaz ... çocuğun sözcüklerinden çok davranışlarını kavrayabilmek gerekir."
Don Dinkmeyer ve Gary D. McKay


Konular