Çocuğunuz ilkokula başlıyor...

Gördüğünüz gibi, sorumluluktan kaçış yok. Baba olarak aslında ne kadar da çok sorumluluğunuz varmış değil mi? Çocuğu ilkokula başlayan babaların çoğu kendilerini biraz rahatlamış hisseder; ne de olsa çocuk artık büyümüş ve ilkokul çağına gelmiştir, bundan sonra her şey biraz daha rahat olacaktır, çc cuk artık söz dinliyor, doğru ve yanlışı daha net görebiliyordur Bundan sonra tek bir sorun vardır: Ders çalışması. Eh, o göre de nasılsa annesi üstlenecektir. Ama babalar bu noktada da yanılmaktadır. Çünkü çocuğun eğitim hayatından ve başarılı olup olmamasından yalnızca annesi sorumlu değildir. Böyle bir şey de olamaz zaten. Çocuğun okumayı öğrenmesi, ders çalışma sorumluluğunu edinmesi ve başarılı bir öğrenci olması hem annenin hem de babanın katkısıyla olur. Ayrıca aile içerisinde huzurlu ortam da çok önemlidir.

Günümüzde babaların ve hatta annelerin de en büyük yanılgısı, çocuklarını iyi ve pahalı okullarda okuttuklarında onlara karşı sorumluluklarını yerine getiriyor olduklarını sanmalarıdır. Son derece hatalı olan bu yaklaşıma sahip olan babalardan daima şu cümleleri duymuşumdur:

- İlkim hanım, ben elimden geleni yapıyor, üzerime düşen sorumlulukları yerine getiriyorum. Oğlumu/kızımı en iyi okullarda okutuyorum. Bunun için de çok çalışıyorum. Daha ne yapayım, gerisini de annesi halletsin.

Günümüzde pek çok kadının da çalışma hayatında olduğunu düşünürsek, o halde annelerin de "Ben çok çalışıyorum, gerisi de babasına kalmış" deme hakları mı doğuyor? Tabiî ki hayır. Hiçbir anne ve babanın, çocuğunun sorumluluğunu sadece maddi olarak algılama gibi bir olasılığı yoktur. Hiçbir anne-baba çocuğuna yaptığı maddi yatırımlardan dolayı, ona olan sorumluluğunun hepsini yerine getirdiğini düşünmemelidir.

Geçtiğimiz aylarda psikoterapi seanslarına katılan üniversite öğrencisi bir gencin en büyük sorunu ve babasıyla çatışmalar yaşamasının nedeni buydu. Bu genç, anaokulundan beri özel okullarda okumuştu ve şu anda okuduğu üniversite özel bir üniversiteydi. Babasıyla aralarında çıkan en ufak bir tartışma bile, babasının onun için yıllardır ne çok çalıştığı, onu özel okullarda okutmak için hayatını feda ettiği hakkındaydı. Babasının yıllardan beri bitip tükenmek bilmeyen bu yaklaşımı ise genci çileden çıkarıyordu. En son çıkan kavgaları yine aynı nedenden olmuş ve genç, babasının üzerine yürümüştü. Babayla olan konuşmalarımda ben de aynı sözleri duydum. Kendisinin çok fedakâr bir baba olduğunu defalarca yineleyip durmuştu. Bu baba fedakârlığı ve sorumluluğu pek çok baba gibi maddi olanaklar olarak algılıyordu.

Hiç şüphesiz bu babalar çocuklarını çok seviyorlar ve onlar için gerçekten de fedakârlık yapıyor ve onların eğitim masraflarıyla ilgili sorumlulukları alıyorlar. Yanıldıkları nokta; sorumluluğu sadece çocuğu okutmak olarak görmeleri. Oysa çocuğun duygusal yaşantısıyla ilgilenmek, kişilik gelişimine katkıda bulunmak ve bu sonsuz gelişim sürecinde onu desteklemek, fiziksel ve cinsel gelişimiyle ilgili konularda onu bilgilendirmek, arkadaşlarını tanımak ve sosyal ilişkilerinde onu hem destekle-hem de kontrol etmek, diğer ebeveyniyle ilgili sorunları varsa dinlemek ve çözüm üretmesi için yol göstermek ve bunun gibi daha sayısız konuda çocuğu desteklemek bir babanın sorumlulukları arasında her zaman yer almalıdır.

Çocuğunuz ilkokula başlarken doğal olarak kaygılı ve ürkektir. Ona eşinizle birlikte konuşarak, okul hayatının ayrıntılarını anlatarak, okul başlamadan önce kayıt yaptırdığınız okula götürüp okulu gezdirerek destek olmalısınız. Derslerini kontrol etmeli, ders çalışma disiplinini eşinizle birlikte ona vermelisiniz. Okul ve dersler konusunda bütün yükü eşinize yüklememeli ve paylaşmalısınız.

Babaların, çocuğun okuluyla ilgili sorumluluk almadıkları;; çok önemli bir alan daha vardır: Veli toplantıları. Sanki veli toplantılarına katılmak sadece annelerin göreviymiş gibi algılanır.Çocuk büyüdükçe ve derslerinde sorun çıktıkça, babalar olaya el koymak adına çocuklarının okuluna giderler. Yani biraz iş işten geçtiğinde!

Çocuğunuz, okulu ve dersleriyle en az annesi kadar ilgilendiğinizi bilmelidir. İlginizi ve desteğinizi yüreğinde hissetmeli ve bu güvenin verdiği özgüvenle eğitim hayatına devam etmelidir.


Konular