Ceza

Ceza vermekten kaçının

Ceza konusunda görüşünüz ne olursa olsun, bir kriz esnasında ceza vermekten kaçının; çünkü böyle bir durumda ceza verirseniz, ya hiç etkisi olmayacak ya da agresif bir biçimde kendisine ya da etrafına zarar verecektir. (Ufacık bir şamar bile bu kategoriye girer ve çocuk üzerinde hiçbir olumlu etkisi olmaz, sadece anababanın rahatlamasını sağlar.)

Amacınızın her iki tarafın da sakinleşmesini sağlamak, böylelikle de anlaşmazlığı etkin bir biçimde çözmek olduğunu unutmamalısınız. Kaba güç kullanıp, sizden güçsüz durumdaki bir çocuğu anlaşmazlığa bir çare bulmadan cezalandırırsanız; bu, çocuğun sadece öfkesini arttırır ve onu duyduğu korkudan ötürü çaresizliğe iter.

ZINA CEZASI (HADD-I ZINA)

Evli erkek ve kadın için recm (taşlayarak öldürme), bekâr erkek ve kadın için yüz sopa (celde) vurmaktır: "Zina eden kadın ve zina eden erkeğin her birine yüz değnek vurun. Allah'a ve ahiret gününe inanan (insan) lar iseniz Allah'ın dini (ni uygulama hususu)nda sizi, onlara karşı acıma duygusu tut (up engelle) mesin. Mü'minlerden bir grup da onlara yapılan, uygulanan cezaya şahid olsun" (en-Nûr. 24/2).

RECM CEZASI UYGULANMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

1. Zina eden kadın veya erkeğin ergin olması.

2. Akıllı olması. Akıl hastasına had uygulanmaz. Akıllı ve ergin bir kimse akıl hastası ile zina etse, yalnız kendisine had uygulanır.

3. Evli olan gayrı müslime recm yerine değnek cezası uygulanır. Şâfiî ve Hanbelîlere göre pasaportla Islâm devletine gelen gayrî müslim yabancılara ne zina ve ne de içki içme cezası uygulanmaz.

4. Zinanın zor kullanarak olmaması gerekir.

5. Zinanın diri bir insanla olması gerekir.

6. Zina edilen kadının da ergin veya kendisine cinsel istek duyulan bir yaşta olması gerekir.

7. Zinanın bir şüpheye dayalı olmaması gerekir. Fasit nikahtan sonraki cinsel temasa had gerekmediği konusunda görüş birliği vardır. Velisiz veya şahitsiz evlenme gibi.

RECM CEZASI

Hz. Peygamber'in evli olarak zina edene recm cezası uyguladığı, tevatüre ulaşan hadislerle sabittir. Temelde kıyasa göre evlilere de yüz değnek (celde) cezası uygulanması gerekırken, bu konudaki hadislerle amel edilerek recm cezası öngörülmüştür.

Recm konusunda hükmü devam eden, fakat Kur'an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. Abdullah b. Abbas (r. anhümâ), Hz. Ömer'in minberde şöyle dediğini rivâyet etmiştir. "Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)'i hak ile göndermiş ve O'na Kitab'ı indirmiştir. Recm ayeti de O'na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık". Korkarım, zaman geçince birileri çıkıp "Biz Allah'ın kitabında recmi bulamıyoruz" der ve Allah'ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah'ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır" (Müslim, Hudûd, 15).

RECM

Taşla öldürme, taşa tutma, birine taş atma, sövme, lânet etme, kovma, birinin namusuna iftira etme, kötü zanda bulunma; evli veya dul bulunan erkek veya kadının zina etmesi halinde Islâm mahkemesi kararıyla taşlanarak öldürülmesi anlamında bir fıkıh terimi. R.c.m kökünden mastar, çoğulu "rucüm" dür. Aynı kökten "racîm"; recm olunan, taşlanan, kovulan ve lânetlenen anlamındadır.

Kur'an-ı Kerim'de bu anlamda "recm" ifadesi bulunmamaktadır. Bir ayette gaybı taşlamak" (el-Kehf, 18/22), başka bir yerde, "yıldızları Şeytanlar için atış taneleri yaptık" (el-Mülk, 67/5) ayetinde "atış taneleri" anlamında "rucûm" çoğul olarak gelmiştir. Zina edenin taşlanması Sünnet, ve icma delillerine dayanır.

Zina bütün semavî dinlerde haram kılınmış ve çok kötü bir fiil olarak kabul edilmiştir. Islâm'da zina büyük günahlardan olup, ırz, namus ve neseplere yönelik olduğu için, cezası da hadlerin en şiddetlisidir.

LİÂN (ZİNA SEBEBİYLE EVLİLİĞİ SONA ERDİRME)

Liân ve eş anlamlısı mulâane, La'n kökünden "La.a.ne"nin mastarı; Allah'ın rahmetinden kovulma ve uzaklaştırılma; kocanın karısını zina ile suçlaması ve bunu dört şahitle ispat edememesi halinde, hâkim önünde özel şekilde ve karşılıklı olarak yeminleşme anlamında bir İslâm hukuku terimi. Hanefî ve Hanbelilerin ortak tarifine göre, liân; koca tarafından yalan söylüyorsa Allah'ın lâneti kendi üzerine çekilerek, yeminlerle güçlendirilmiş şehadetlerdir. Kadın da, eğer yalan söylüyorsa, Allah'ın gazabını üzerine çeker. Bu yeminleşme koca için "kazf" cezası ve kadın için zina cezası yerine geçer, Liân, evliliği sona erdiren bir boşanma yoludur.

KARISININ GAYR-I MEŞRU OLARAK YAŞADIĞINI BİLEN KİMSE

KARISININ GAYR-I MEŞRU OLARAK YAŞADIĞINI BİLEN KİMSE NE YAPMALIDIR, ONU BOŞAMAK MI YOKSA ONU ÖLDÜRMEK Mİ İCAB EDER?

Kesin olarak karısının gayr-i meşru olarak yaşadığını bilen kimsenin onu öldürmek veya öldürtmek için teşebbüse geçmesi caiz değildir. Çünkü evli olan kadının zina ile hiyanet ettiği zaman bunu tatbik etmek mümkün değildir.

1- Her şeyden evvel dört müslümanın, göz ile, zanilerin tenasül organlarının birbirine girift olduklarını görmeleri şarttır. Bu da mümkün değildir.

2- Cezayı tatbik eden fert veya fertler değil, hükümettir. Herkes uygun gördüğü cezayı infaza kalkışacak olursa düzen bozullur, anarşi doğar.

3- Günümüzde, bir kimse zina eden karısını öldürmek için teşebbüse geçecek olursa davasını isbat etmek mümkün olmadığı için Allah'ın indinde mes'ul olacağı gibi, kanunen de mesul olup yıllarca haps sefaletini çekecektir. Böyle bir olay karşısında boşamadan başka çare yoktur.