Boşanmanın çocuk üzerindeki etkileri

Aile içindeki her birey boşanmadan olumsuz etkilenir.Yetişkinler çocuklara oranla daha kontrollü olduklarından, çocuklar boşanma olayından yetişkinlere göre daha çok etkilenirler.

Boşanmanın çocuklar üzerindeki etkilerine baktığımız zaman, bu etkilerin çocuğun yaşına, kişilik gelişimine, anne-baba tutumlarına ve çocuğun cinsiyetine göre değişim gösterdiğini görüyoruz. Örneğin, boşanma olayından kız çocukların en çok etkilendikleri yaş beş iken, erkek çocuklarda ergenlik döneminin başlangıcı, yani on bir on iki yaşlar olarak karşımıza çıkıyor.

Babalarına âşık kızlar

Kız çocuklar beş yaş civarında babalarına aşırı bir düşkünlük gösteriyorlar. Meşhur Oidipus kompleksi dönemi olan bu dönemde kız çocuk babasına, erkek çocuk da annesine hoşlanma, beğeni gibi duygular besliyor. Bu dönemde kız çocuk babasını annesinden kıskanıyor. Pek çok küçük kızın "Ben babamla evleneceğim" dediği dönem bu dönemdir. Minik ufaklık bu dönemde annesiyle babasını yan yana görmeye bile tahammül edemez. El ele tutuştuklarında ya da yan yana oturduklarında aralarına girer. Annesini çirkin bulduğunu söyleyen küçük kızlara da bu dönemde rastlamak mümkündür.

Kız çocukların hayatta ilk tanıdıkları karşı cins babaları, erkek çocuklarında anneleri olduğu için, bu dönemde kızlar babaları tarafından sevilmek, beğenilmek, övülmek arzusu içindedirler. Baba-kız iletişiminin hassas olduğu bu dönemde, kız çocuğunun özgüveninin pekiştiğini gözlemliyoruz. Babası tarafından sevildiğini hisseden, babası tarafından övülen, davranışları onaylanan kız çocuklarının, yetişkin olduklarında özgüvenlerinin sağlam temeller üzerinde olduğunu görüyoruz. İşte bu nedenden dolayı, beş yaş civarı kız çocukları anne-babalarının boşanmalarından son derece olumsuz etkileniyorlar.Babasının evden gitmesi; babası tarafından sevilmek, beğenilmek, onunla zaman geçirmek, paylaşımlarda bulunmak isteyen minik kız için bir işkence olabiliyor. Baba modeline en çok ihtiyacı olduğu dönemde babasının artık evde olmaması, küçük kızlarda terk edilmişlik, sevilmeme, değersizlik duygularını oluştururken aynı zamanda güven yoksunluğunu da beraberinde getiriyor. ´´Babam bizi terketti, gitti, beni sevmiyor" düşüncelerini zihninde oluşturan kız çocuğu zaman içerisinde boşanma olayına adapte oluyor ama bu duyguları bilinçaltına yerleşiyor ve yavaş yavaş bu duygular şekil değiştiriyor. Küçük kız ergenliğinde, genç kızlığında ve kadın olduğunda babası tarafından sevilmediği, terk edildiği düşüncesini bütün erkeklere genelliyor. Bu kadınlar eşlerinin, kendilerini sevmediklerini düşünüyorlar. Bu kadınlar sürekli terk edilecek kaygılarıyla yaşıyorlar ve bu kadınlar asla kendilerine güvenmiyorlar.

Boşanma olayının beş yaş civarında gerçekleşmesi, küçük kızın ergenlik döneminde de kendisine asla güvenmemesine ve erkeklerden çekinmesine neden oluyor.

Kendilerinden yaşça epeyce büyük erkeklerle evlenen kadınların, hepsinin olmasa bile çoğunun, babasını ya küçük yaşta kaybettiğini ya da evi terk ettiğini araştırma sonuçlarından elde ediyoruz. Kızınızın yaşı küçükse bu kararınızı yenide gözden geçirmenizde fayda var.

Babalarını model alan erkek çocuklar

Boşanma sonrasında çocuklar genellikle anneleriyle yaşadıkları için, boşanan ailelerin çocuklarında anne merkezli değil de, baba merkezli sorunlar yaşanmakta. Kız çocuklarında dört-beş yaş dolaylarının, boşanma olayından en çok etkilendikleri yaşlar olduğunu belirttikten sonra, gelelim erkek çocuklarına.

Araştırma sonuçları erkek çocukların, boşanma olayından en çok ergenlik döneminin başlarında etkilendiklerini ortaya koyuyor. Çünkü bu dönemde erkek çocuk, babasıyla bütünleşme ve babasını model alma sürecine giriyor. Erkek çocuklar ergenlik dönemine kadar (11-12 yaşlar) annelerine bağımlıdırlar,ihtiyaçlarını anneleri karşılar, anneleriyle daha çok birlikte olur, zaman geçirirler. Ancak erkek çocuk, çocukluğu yavaş yavaş geride bırakıp, erkekliğe adım atmaya başladığı zaman babasına daha çok yaklaşır. Babasıyla özdeşlemeye başlar. Babasıyla sohbet etmeye gereksinim duymaya başlar. Babasıyla birlikte yapacakları aktiviteler, paylaşımlar daha da belirginleşir. Bu dönemde erkek çocuk annesinden kopmaya ve babasına yaklaşmaya yönelir. Ve yine ergenlikle birlikte erkek çocuk, babasıyla çatışmaya da başlar. Kendi doğrularını oluştururken, babasıyla çatışmaya girmesi doğaldır.

Adölesan ya da diğer bir deyişle ergenlik dönemi erkek çocuğun, babasıyla daha çok iletişime girmeye başladığı bir dönemdir. Bu dönemde babası evden giden erkek çocukların, diğer yaş gruplarına göre, boşanmadan daha çok etkilendiklerini biliyoruz. Burada da özgüven eksikliği, korkaklık, babadan nefret etme gibi olumsuz duygular karşımıza çıkıyor. Bunun yanı sıra, anneye aşırı bağımlılık, babanın evden gidişiyle ilgili boşluğu doldurmaya çalışma, otorite olma çabaları, anneyi korumaya alma ve çok erken yaşta bazı sorumlulukları yüklenme davranışlara da rastlıyoruz.

O halde ne yapmalı? Evlilik eşler ve çocuklar için çok olumsuz bir tablo yaratıyorsa, o evliliğin devam etmesi tüm aile bireylerini mutsuzluğa götürecekse ve eşler boşanmayı seçtilerse, bu durumda çocuklara nasıl yaklaşmalı? Küçük kız çocukların kişilik gelişiminin sağlıklı olması ve özgüvenlerinin sarsılmaması için nasıl bir yol izlenmeli? Ergenlik dönemindeki erkek çocukların, kendilerini yalnız hissetmemeleri, erkeklik modelini alabilmeleri, babalarıyla özdeşleşmeleri için formül ne olmalı? Sırf çocuklar olumsuz etkilenmesin diye, mutsuz giden evlilik sürmeli mi? Mutsuz, sürekli kavga ve çatışma halinde olan anne-babaların çocukları, bu şekilde sorunlu bir aile ortamında sağlıklı kişilikler geliştirebilirler mi?


Konular