Aşırı disiplinli ve otoriter anneler

Kişiliğiniz otoriter olabilir ve otoriter kişiliğinize uygun olarak, disipline dayanan davranış örüntüleri sizin hayatınızın bir Parçası olabilir. Disiplinli bir yaşam tarzı kişiye yaşamının pek Çok alanında başarıyı yakalamasında destek olur. Ancak bunun da aşırıya kaçmaması gerekir. "Çoğu zarar" felsefesini hiçbir zaman unutmamak gerektiğini unutmamakta fayda var.

Çocuğunuza karşı aşırı disiplinli ve otoriter olursanız ne olur? Çocuğunuz çok önemli bir ihtiyacını sizden karşılayamaz, bu ihtiyacın adı da: sevgi. Çocuğunuzla aranıza çok fazla kural koyarsanız bu kurallar bir duvar oluşturur ve çocuğunuz siz onu ne kadar sevdiğinizi hissedemez. Annelerinin sevgi ve katini hissedemeyen çocuklar suça eğilimli çocuklar olurlar, bilinçaltlarında öfke ve kin duyguları oluştuğundan bu duygu saldırganlık ya da sinsice-gizlice suç işleme eğilimi olarak ya çıkar.

Hayattaki ve hayatınızdaki tüm kuralları siz koyamazsınız. Hayat ve hayatınızdaki kişiler sizin kurallarınız dışında işlerle yaşamı kısıtlayamazsınız, sevdiklerinizi onları sevmek adına kendi kurallarınızın içine sıkıştıramazsınız. Sevmek sevdiklerimizi özgür bırakmak anlamına gelir. Çocuğunuz için yapmamız gereken, onu kişilik gelişimini destelemek. Bu da sadece ve sadece özgür bir ortamda olur. Her çocuk kendi kişiliğiyle ilgili ipuçları verir ve siz onu kısıtlamadan sınırları öğretirsiniz. Çocuğunuz sizin ona çizdiğiniz sınırların çerçevesinde, kendi kişiligine göre kendi sınırlarını çizer. Sizin göreviniz ise onun sınırlarını denetlemektir, engellemek ya da kendi sınırlarınızı zorla ona kabul ettirmek değil.

Aşırı disiplinli annelerin çocukları sevilme duygularını tatmin edemedikleri ve sevme duygularını ortaya koyamadıkları için duygusal zorluklar yaşarlar. Onlar da sevgilerini çevrelerindeki insanlara gösteremezler. Karşılarındaki kişi onları çok sevdiğini söylese bile inanmazlar. Bu çocukların hayatlarında sürekli bir sevgi güvensizliği olacaktır. Sevgiyi tam olar hissedemedikleri ve hissettiremedikleri için, yaşamak onlara işkenceden farksız gelecektir. Arkadaşlarına, sevdiklerine, eşlerine güvenmeyecekler ve bu müthiş güvensizlik ortamı içerisinde hayatlarını sürdürmeye çalışacaklardır.

Eğer siz de aşırı otoriter ve kuralcı annelerdenseniz, gelin bilmeden uyguladığınız kötülüğü çocuğunuza yapmaktan geçin. Kurallarınızı esnetin ve çocuğunuza özgürce sevgi verin. Anlamsız kurallarla onu boğmaktan vazgeçin.
Hiçbirimiz birbirimize benzemiyoruz. Kimimiz müthiş derecede cesurken kimimiz de müthiş korkağız. Hele bir de an-neysek korkularımız doğrudan çocuğumuza geçiyor. Burada aşırı koruyucu anne modeliyle korkulu-kaygılı anneyi ayırt etmek gerektiğini düşünüyorum. Aşırı koruyucu anne sürekli çocuğunun üzerinde yoğunlaşırken, korkulu ve kaygılı kişiliğe sahip anneler korkularını çocukları üzerinde yoğunlaştırmazlar. Onlar daha çok kendileri ve kendi korkularıyla meşguldürler. İçlerinde büyüttükleri ve dışarıya yansıttıkları korkularından çocuklarının etkilendiklerini düşünmezler. Bu anneler daha çok kendi eksenleri etrafında dönerek zamanlarını geçirirler.

Bu anneler mutsuzdur ve mutsuzluklarını çocuklarına da yansıtırlar. Ancak o kadar kendi korku ve kaygılarına dönük yaşarlar ki, çocuklarının mutsuz olduklarını fark etmezler bile. Bu anneler hayvanlardan korkarlar, asansöre binmekten korkarlar, gök gürültüsünden korkarlar, kapı çaldığında bir yabancı geldiğinden korkarlar, hata yapmaktan korkarlar, eşlerinin onları terk edeceklerinden korkarlar, çevreleriyle ilişkilerinde çekimser davranışlar sergilerler; kısacası bu anneler kişilik yapılarından dolayı hayattan korkarlar. Cesaretsiz, kararsız ve içe dönüktürler.
Bu anneler bu kadar korkuları olmasına rağmen, korkak tavırlarının çocuklarını olumsuz etkileyeceklerinden korku ve kaygı duymazlar. Bu anlamda korku ve kaygı duymadıkları için de davranışlarını kontrol etmez ve tavırlarında bir değişiklik yapma ihtiyacı da hissetmezler.

Bakalım bu annelerin çocuklarını neler beklemekte? Bu annelerin çocukları ne yazık ki kendi kendilerine büyürler. Doğal olarak annelerini kendilerine model aldıkları için, onlar da kişiliklerinin korkak, kaygılı ve içe dönük taraflarını ortaya çıkarır ve geliştirirler. Onlar da hayvanlardan, gök gürültüsünden, yabancılardan korkmayı öğrenirler. Anneleri fobik reaksiyonları geliştirmişse onlar da bir süre fobileri (patolojik korkuları) olan çocuklar olurlar ve bunu hayatlarına taşırlar.

Siz de kendinizde yukarıdaki özellikleri fark ettinizse, öne kendiniz uzman yardımı almalı, daha sonra da çocuğunuzu gözlemlemeli ve gerekiyorsa ona da terapik yardım aldırmalısınız.


Konular